- Katılım
- 30 May 2021
- Mesajlar
- 2,935
Organize kabahat örgütü başkanı olduğu teziyle hakkında yakalama sonucu çıkan Sedat Peker, “Yayınlayacağım” dediği evrakları Twitter hesabından paylaşırken ortasından AK Parti’li isimlerden Cumhurbaşkanlığı danışmanlarına uzanan büyük tezler çıktı.
Sedat Peker’in bugün attığı tweetlerde ismi geçen Marka Yatırım Holding şirketinin işvereni Mine Tozlu Sineren Halk TV ekranlarında savları yanıtlıyor.
İşte Sineren’in açıklamaları:
‘Bunu yalnızca ben değilim. Türkiye kaç tane borsa işvereni var ise bunu yaşıyorlar” tabirlerini kullandı.
2016 yılında bu şirketin idare şurasına girdiğim de şirket gözaltı pazarındaydı. Benim buradaki yapmak istediğim olay, mağdur olan şirketlerin süreç goren hale gelmelerini sağlamak.
Darbe teşebbüsün akabinde kasım ayına kadar sistem çöktü ve kimse süreç yapamadı. 8 ay daha sonra süreç pazarına çıkardım bu şirketi. Yani şirket borsada süreç görmeye başladı.
Patronların paylarla bir alakalı olmamalı. İşveren şirketine sahip çıkar, yatırımcı payına sahip çıkar.
Ben 13 milyon sermayeyi içeriye soktum, mağazalar açmaya başladım. Benim bu işi yapmama müsaade veren SPK’ydı. Pay senetlerim benim adıma tahsis edildi. daha sonra kapılar çalınmaya başladı.
Borsayla ilgili bir medya kümesi var. Bunlar işverenlerin paylarını yükseltebilmek haberler yapıyorlar. Bir kadro kümeler kuruluyor, küçük yatırımcıyı kandırıyorlar.
Ansa olan şirktin ismini Marka Yatırım Holding olarak değiştirdim. Oluşturduğum projeyle sermaye arttırımı için müracaat yaptım SPK’ya. O devir Ali Fuat Taşkesenlioğlu SPK başkanlığına geçti. Benim projemi anlayabilecek bireylerin incelemesini istiyorum. Sermaye artırımı talebim fiktif sebebi öne sürülerek reddedildi. Birinci alarmı orada alıyorum. Bana diyolar ki ya parayı ya şirketi koyacaksın.
SALİH ORAKÇI AYRINTISI
İşlemin onay görmesi için Taşkesenlioğlu’nun uzmanları ile muhattabıyım. TOBB Deniz Meclis Üyesi Salih Orakçı (Binali Yıldırım’ın başdanışmanı) ile yollarımızı kesişti. Biz bir iştirak yaptı kendisiyle. Bürokrasinin içerisinde yer aldığı için paydaşlık kurdum.
Salih Orakçı’ya verdiğim paralarla ilgili kendisine icra davası açtım.
”İDDİALARINDA YANLIŞSIZ OLMAYAN UFAK TEFEK ŞEYLER VAR”
Sedat Peker’i evvelce tanıyorum lakin bir müddetdir görüşmüyoruz. Geçmişten gelen ortak arkadaşlarımız var. Bu ayrıntıları nereden aldı hayli şaşırdım. Bunlarla ilgili epey müracaatta bulundum. Her seferinde devlet kurumlarına bildirdim, yanıt alamadım. Tezlerinde hakikat olmayan ufak tefek şeyler var.
SPK halk ismine şirketleri denetleyen bir kurum. Ben bir sorun yaşadığımda SPK’ya gittiğimde SPK hangi mekanizmayı çalıştırarak bize ziyan veren şirketleri cezalandırıyor?
Patronların önüne çıkan şu: vereceksin. Vermezsen ilerleyemezsin, durdururuz. Paylaşmak zorundasınız. İmzalarımızı taklit ederek uydurma senet düzenlediler. Jandarma kriminale gitti. Oradan bize imzaların bize ilişkin olduğu tarafında evrak geldi. Şok olduk. Hacizler başladı.
Ali Fuat Beyefendi lider olduğunda kendisiyle sermaye artırımı müracaatım hakkında randevu talebinde bulundum. hiçbir biçimde bana bir randevu verilmedi. Bunun üzerine ortaya giren bireyler bana Zehra ile görüşmem gerektiğini, onun ilgilendiğini söylemiş olduler. O devir seçim periyoduydu. Beni Erzurum’a çağırdılar, gittik. Dediler ki: Erzurum’da seçim devri, bizi Hınıs köyüne çağırdılar. Bir kahvehanede gece orada bekledim, Zehra hanımla görüşmemizi yaptık. Dedim ki abiniz Ali Fuat beyefendiyle görüşmek istiyorum, niçinse beni buraya çağırdılar. ‘Ben bunu ağabeyime ileteceğim’ dedi. Ben orada ağladım. Burada ne işim var dedim. SPK Lideri ile görüşebilmek için Erzurum’da ne işim var Zehra bayanın bu husus ile ne alakası var? Telefonda görüşme olmuyor, her şey yüz yüze oluyor. Ben bir umutla gidiyorum, kaygımı anlatmak istiyorum.
Ankara’ya dönünce bana haber yolluyorlar, para vermeden bu işler olmaz diyorlar.
Serkan Taranoğlu’yla görüştüm, dedim ki ben rüşvet vermem. Benim param yok. Dediler ki buna gidersen bu kadar ister, şu olur, bu olur. Sistem kurulmuş.
Ben tabi orada arkadaş ortamında olunduğu için bir samimiyetimiz oldu. O da tabiki yaşadığı ıstırapları anlattı. Maddi olarak yaşadığı meselelerden bahsetti. ondan sonrasında benim eşimle görüştüler.
Paramın olmadığını söyleyince diyalog direk kesildi.
Şikayetim üzerine söze çağırdılar. 1 Eylül’den daha sonra gidip söz vereceğim.
Bunun gerisi gelecek diğer borsa işverenleri da konuşacak
Rüşvet vermeyen tek işverenim. Rüşvet veren işverenler ifşa edilince ne olacak? Cumhurbaşkanı ile görüşmek istedim. Bunlardan haberi olduğunu düşünmüyorum. Haberi olsa bunlar olmamalı.
Korkmaz Karaca’yla birinci tanışmadım. Oradaki sistemden bahsedildi. Bu sistemin büyük paralarla dönebileceğini, kendisinin daha az isteyeceğini söylemiş oldu. Korkmaz Karaca ile bir defa telefonda görüştük.
Beştepe’de bu tip işlerle ilgilenen farklı takımlar var
Sedat Peker’in bugün attığı tweetlerde ismi geçen Marka Yatırım Holding şirketinin işvereni Mine Tozlu Sineren Halk TV ekranlarında savları yanıtlıyor.
İşte Sineren’in açıklamaları:
‘Bunu yalnızca ben değilim. Türkiye kaç tane borsa işvereni var ise bunu yaşıyorlar” tabirlerini kullandı.
2016 yılında bu şirketin idare şurasına girdiğim de şirket gözaltı pazarındaydı. Benim buradaki yapmak istediğim olay, mağdur olan şirketlerin süreç goren hale gelmelerini sağlamak.
Darbe teşebbüsün akabinde kasım ayına kadar sistem çöktü ve kimse süreç yapamadı. 8 ay daha sonra süreç pazarına çıkardım bu şirketi. Yani şirket borsada süreç görmeye başladı.
Patronların paylarla bir alakalı olmamalı. İşveren şirketine sahip çıkar, yatırımcı payına sahip çıkar.
Ben 13 milyon sermayeyi içeriye soktum, mağazalar açmaya başladım. Benim bu işi yapmama müsaade veren SPK’ydı. Pay senetlerim benim adıma tahsis edildi. daha sonra kapılar çalınmaya başladı.
Borsayla ilgili bir medya kümesi var. Bunlar işverenlerin paylarını yükseltebilmek haberler yapıyorlar. Bir kadro kümeler kuruluyor, küçük yatırımcıyı kandırıyorlar.
Ansa olan şirktin ismini Marka Yatırım Holding olarak değiştirdim. Oluşturduğum projeyle sermaye arttırımı için müracaat yaptım SPK’ya. O devir Ali Fuat Taşkesenlioğlu SPK başkanlığına geçti. Benim projemi anlayabilecek bireylerin incelemesini istiyorum. Sermaye artırımı talebim fiktif sebebi öne sürülerek reddedildi. Birinci alarmı orada alıyorum. Bana diyolar ki ya parayı ya şirketi koyacaksın.
SALİH ORAKÇI AYRINTISI
İşlemin onay görmesi için Taşkesenlioğlu’nun uzmanları ile muhattabıyım. TOBB Deniz Meclis Üyesi Salih Orakçı (Binali Yıldırım’ın başdanışmanı) ile yollarımızı kesişti. Biz bir iştirak yaptı kendisiyle. Bürokrasinin içerisinde yer aldığı için paydaşlık kurdum.
Salih Orakçı’ya verdiğim paralarla ilgili kendisine icra davası açtım.
”İDDİALARINDA YANLIŞSIZ OLMAYAN UFAK TEFEK ŞEYLER VAR”
Sedat Peker’i evvelce tanıyorum lakin bir müddetdir görüşmüyoruz. Geçmişten gelen ortak arkadaşlarımız var. Bu ayrıntıları nereden aldı hayli şaşırdım. Bunlarla ilgili epey müracaatta bulundum. Her seferinde devlet kurumlarına bildirdim, yanıt alamadım. Tezlerinde hakikat olmayan ufak tefek şeyler var.
SPK halk ismine şirketleri denetleyen bir kurum. Ben bir sorun yaşadığımda SPK’ya gittiğimde SPK hangi mekanizmayı çalıştırarak bize ziyan veren şirketleri cezalandırıyor?
Patronların önüne çıkan şu: vereceksin. Vermezsen ilerleyemezsin, durdururuz. Paylaşmak zorundasınız. İmzalarımızı taklit ederek uydurma senet düzenlediler. Jandarma kriminale gitti. Oradan bize imzaların bize ilişkin olduğu tarafında evrak geldi. Şok olduk. Hacizler başladı.
Ali Fuat Beyefendi lider olduğunda kendisiyle sermaye artırımı müracaatım hakkında randevu talebinde bulundum. hiçbir biçimde bana bir randevu verilmedi. Bunun üzerine ortaya giren bireyler bana Zehra ile görüşmem gerektiğini, onun ilgilendiğini söylemiş olduler. O devir seçim periyoduydu. Beni Erzurum’a çağırdılar, gittik. Dediler ki: Erzurum’da seçim devri, bizi Hınıs köyüne çağırdılar. Bir kahvehanede gece orada bekledim, Zehra hanımla görüşmemizi yaptık. Dedim ki abiniz Ali Fuat beyefendiyle görüşmek istiyorum, niçinse beni buraya çağırdılar. ‘Ben bunu ağabeyime ileteceğim’ dedi. Ben orada ağladım. Burada ne işim var dedim. SPK Lideri ile görüşebilmek için Erzurum’da ne işim var Zehra bayanın bu husus ile ne alakası var? Telefonda görüşme olmuyor, her şey yüz yüze oluyor. Ben bir umutla gidiyorum, kaygımı anlatmak istiyorum.
Ankara’ya dönünce bana haber yolluyorlar, para vermeden bu işler olmaz diyorlar.
Serkan Taranoğlu’yla görüştüm, dedim ki ben rüşvet vermem. Benim param yok. Dediler ki buna gidersen bu kadar ister, şu olur, bu olur. Sistem kurulmuş.
Ben tabi orada arkadaş ortamında olunduğu için bir samimiyetimiz oldu. O da tabiki yaşadığı ıstırapları anlattı. Maddi olarak yaşadığı meselelerden bahsetti. ondan sonrasında benim eşimle görüştüler.
Paramın olmadığını söyleyince diyalog direk kesildi.
Şikayetim üzerine söze çağırdılar. 1 Eylül’den daha sonra gidip söz vereceğim.
Bunun gerisi gelecek diğer borsa işverenleri da konuşacak
Rüşvet vermeyen tek işverenim. Rüşvet veren işverenler ifşa edilince ne olacak? Cumhurbaşkanı ile görüşmek istedim. Bunlardan haberi olduğunu düşünmüyorum. Haberi olsa bunlar olmamalı.
Korkmaz Karaca’yla birinci tanışmadım. Oradaki sistemden bahsedildi. Bu sistemin büyük paralarla dönebileceğini, kendisinin daha az isteyeceğini söylemiş oldu. Korkmaz Karaca ile bir defa telefonda görüştük.
Beştepe’de bu tip işlerle ilgilenen farklı takımlar var