- Katılım
- 30 May 2021
- Mesajlar
- 3,272
Sevgiden kaçıyor, romantik bağlantılarınızda güvensizlik, kaygı yaşıyorsanız, kendinizi sevilmeye kıymet görmüyorsanız sıkıntınız yakınlık korkusu olabilir. İkili münasebetlerimizi büyük ölçüde etkileyen yakınlık korkusunu DoktorTakvimi.com uzmanlarından Aile Danışmanı Ayşenur Aksu ile konuştuk.
Çoğumuz sevgi dolu bir partner bulmak istediğimizi söyleriz. Lakin beraberinde yakın bir bağ ortasında olmayı zorlaştıran derinlere kök salmış yakınlık dehşetlere da sahip olabiliriz. Gerçek aşk tecrübesi çoklukla kendimizi savunmamızı tehdit eder ve savunmasız hale gelip kendimizi diğer birine açarken kaygımızı artırır. Bu yakınlık korkusuna niye olur. “Aşık olmak yalnızca heyecan ve tatmin getirmez; hem de telaş ve reddedilme ve potansiyel kayıp endişeleri yaratır” diyen DoktorTakvimi.com uzmanlarından Aile Danışmanı Ayşenur Aksu, bu niçinle biroldukca insanın sevgi dolu bağlardan çekindiğini söylüyor.
Yakınlık dehşetinin kökeni çocukluğa dayanıyor
Yakınlık kaygısının hayatın erken periyotlarında gelişmeye başladığını anlatan Aksu, şu biçimde devam ediyor: “Çocukluk devrinde reddedilme ve/veya duygusal acı yaşadığımızda, ekseriyetle kendimizi kapatırız. Başa çıkma sistemi olarak diğerlerine güvenmemeyi öğreniriz. Birinci bağlantılarımızda incindikten daha sonra tekrar incinmekten korkarız. Sevilmek için bir baht daha almaya isteksiz hale geliriz. Çocukken görünmediğimizi yahut yanlış anlaşıldığımızı hissettiysek; birinin bizi sahiden sevebileceğine ve bedel verebileceğine inanmakta zorlanabiliriz. Birinci senelerımızda kendimize karşı geliştirdiğimiz olumsuz hisler; kim olduğumuza dair düşüncelerimizdeki buzdağının görünmeyen kısmıdır. Bu niçinle biri bizi sevdiğinde ve bize olumlu reaksiyon verdiğinde, kendi içimizde bir çatışma yaşarız. Bu yeni kişinin bize karşı nazik ve sevgi dolu bakış açısına mı yoksa eski, tanıdık kimliğimize mi inanacağımızı bilmiyoruz. Bu niçinle biri bizi sevdiğinde ekseriyetle kuşku ve güvensizlikle reaksiyon veririz, zira yakınlık kaygımız uyanmıştır.”
Kıymet verdiğiniz biri tarafınca seçilmek endişeleri uyandırabilir
Yakınlık korkusu yaşayan şahıslar aşkı kasıtlı olarak reddetmez. Bunun yerine yakınlık ve yakınlık vakit içinderında bağlantıda tansiyon yaratan ve sevdiklerimizi uzaklaştıran davranışlarla reaksiyon verir. Yakınlık endişesinin sanılanın tersine olumsuz değil olumlu hisler tarafınca tetiklendiğinin altını çizen Aile Danışmanı Ayşenur Aksu, şunları söylüyor: “Aslında nitekim paha verdiğimiz biri tarafınca seçilmek ve onların sevgi dolu hislerini yaşamak, birçok vakit derinlere yerleşmiş yakınlık dehşetlerini uyandırabilir ve yakın bir bağlantıyı sürdürmeyi zorlaştırabilir. Yakınlık korkusu büyük ölçüde bilinçsiz bir müddetç olsa da davranışlarımızı tesirler. Partnerimizi duygusal olarak uzaklaştırdığımızda yahut sevgisinden geri çekildiğimizde, bu yakınlık korkusuna göre hareket ederiz. Sık sık kendimizi daha az sevilebilir yapmaya çalışırız, bu biçimdece sevilmekten korkmamıza gerek kalmaz. Endişelerimize nazaran hareket etmek, olumsuz benlik imajımızı korur ve sevginin getirebileceği büyük zevk ve neşeyi yaşamaktan bizi alıkoyar.”
Aksu, yakınlık korkusu yaşayanların kendilerini öbür bireylerden duygusal olarak uzaklaştırmalarının yaygın yollarını ise şu biçimde sıralıyor:
Sevgi esirgemek
Sevgiye yahut olumlu kabule kayıtsız yahut olumsuz reaksiyon vermek
Bir partnerden paranoyak olmak yahut şüphelenmek
Cinselliğe ilgiyi kaybetmek
Bir partneri çok derecede eleştirmek
Korunmuş yahut yakın olmaya karşı dirençli hissetmek
Hibya Haber Ajansı
Çoğumuz sevgi dolu bir partner bulmak istediğimizi söyleriz. Lakin beraberinde yakın bir bağ ortasında olmayı zorlaştıran derinlere kök salmış yakınlık dehşetlere da sahip olabiliriz. Gerçek aşk tecrübesi çoklukla kendimizi savunmamızı tehdit eder ve savunmasız hale gelip kendimizi diğer birine açarken kaygımızı artırır. Bu yakınlık korkusuna niye olur. “Aşık olmak yalnızca heyecan ve tatmin getirmez; hem de telaş ve reddedilme ve potansiyel kayıp endişeleri yaratır” diyen DoktorTakvimi.com uzmanlarından Aile Danışmanı Ayşenur Aksu, bu niçinle biroldukca insanın sevgi dolu bağlardan çekindiğini söylüyor.
Yakınlık dehşetinin kökeni çocukluğa dayanıyor
Yakınlık kaygısının hayatın erken periyotlarında gelişmeye başladığını anlatan Aksu, şu biçimde devam ediyor: “Çocukluk devrinde reddedilme ve/veya duygusal acı yaşadığımızda, ekseriyetle kendimizi kapatırız. Başa çıkma sistemi olarak diğerlerine güvenmemeyi öğreniriz. Birinci bağlantılarımızda incindikten daha sonra tekrar incinmekten korkarız. Sevilmek için bir baht daha almaya isteksiz hale geliriz. Çocukken görünmediğimizi yahut yanlış anlaşıldığımızı hissettiysek; birinin bizi sahiden sevebileceğine ve bedel verebileceğine inanmakta zorlanabiliriz. Birinci senelerımızda kendimize karşı geliştirdiğimiz olumsuz hisler; kim olduğumuza dair düşüncelerimizdeki buzdağının görünmeyen kısmıdır. Bu niçinle biri bizi sevdiğinde ve bize olumlu reaksiyon verdiğinde, kendi içimizde bir çatışma yaşarız. Bu yeni kişinin bize karşı nazik ve sevgi dolu bakış açısına mı yoksa eski, tanıdık kimliğimize mi inanacağımızı bilmiyoruz. Bu niçinle biri bizi sevdiğinde ekseriyetle kuşku ve güvensizlikle reaksiyon veririz, zira yakınlık kaygımız uyanmıştır.”
Kıymet verdiğiniz biri tarafınca seçilmek endişeleri uyandırabilir
Yakınlık korkusu yaşayan şahıslar aşkı kasıtlı olarak reddetmez. Bunun yerine yakınlık ve yakınlık vakit içinderında bağlantıda tansiyon yaratan ve sevdiklerimizi uzaklaştıran davranışlarla reaksiyon verir. Yakınlık endişesinin sanılanın tersine olumsuz değil olumlu hisler tarafınca tetiklendiğinin altını çizen Aile Danışmanı Ayşenur Aksu, şunları söylüyor: “Aslında nitekim paha verdiğimiz biri tarafınca seçilmek ve onların sevgi dolu hislerini yaşamak, birçok vakit derinlere yerleşmiş yakınlık dehşetlerini uyandırabilir ve yakın bir bağlantıyı sürdürmeyi zorlaştırabilir. Yakınlık korkusu büyük ölçüde bilinçsiz bir müddetç olsa da davranışlarımızı tesirler. Partnerimizi duygusal olarak uzaklaştırdığımızda yahut sevgisinden geri çekildiğimizde, bu yakınlık korkusuna göre hareket ederiz. Sık sık kendimizi daha az sevilebilir yapmaya çalışırız, bu biçimdece sevilmekten korkmamıza gerek kalmaz. Endişelerimize nazaran hareket etmek, olumsuz benlik imajımızı korur ve sevginin getirebileceği büyük zevk ve neşeyi yaşamaktan bizi alıkoyar.”
Aksu, yakınlık korkusu yaşayanların kendilerini öbür bireylerden duygusal olarak uzaklaştırmalarının yaygın yollarını ise şu biçimde sıralıyor:
Sevgi esirgemek
Sevgiye yahut olumlu kabule kayıtsız yahut olumsuz reaksiyon vermek
Bir partnerden paranoyak olmak yahut şüphelenmek
Cinselliğe ilgiyi kaybetmek
Bir partneri çok derecede eleştirmek
Korunmuş yahut yakın olmaya karşı dirençli hissetmek
Hibya Haber Ajansı