Mert İnan – Rusya ile Ukrayna içindeki savaşın sona ermesi için Türkiye’nin arabuluculuk teşebbüsleri devam ediyor. Son olarak Dışişleri Bakanı Mevlut Çavuşoğlu’nun mesken sahipliğinde gerçekleştirilen Antalya Diplomasi Forumu’nda, savaşan iki ülke dışişleri bakanı tıpkı masaya otururken, bu buluşmanın barış açısından ümit verici olduğu açıklandı. Tüm dünyanın gözünü diktiği Diplomasi Forumu’nun akabinde Milliyet’in sorularını yanıtlayan Altınbaş Üniversitesi Rektörü, Cumhurbaşkanlığı Güvenlik ve Dış Siyasetler Şurası Üyesi Prof. Dr. Davet Erhan, Türkiye’nin birinci günden itibaren tarafsızlık prensibini benimseyerek diyalog için gayret harcanmasının değerine değinerek, “2. Dünya Savaşı’ndan bu yana takip ettiğimiz hakikat siyasi tavrı son krizde de sürdürüyoruz. Dış siyasette tarafsız hareket ederken mağdur ülkenin de yanında yer aldığımızı deklare etmiş olduk. Ukrayna’ya yapılan saldırıyı bir savaş olarak nitelendirirken, birkaç gün içerinde Montrö Mukavelesi’nin kararlarını uygulamaya soktuk. hiç bir vakit Ukraynalı dostlarımızı yalnız bırakmadık. Lakin bunu yaparken de Rusya-Ukrayna içindeki meselelerin diyalog yoluyla aşılabileceğini herkese söylemiş olduk. Gerek Cumhurbaşkanı’nın gerekse Dışişleri Bakanı’nın muhataplarıyla yaptıkları görüşmeler yardımıyla Türkiye, tarafları yan yana getirme imkanına sahip olduğunu gösterirken, örnek hal sergilemiş oldu” dedi.
ABD Lideri Joe Biden’ın, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile telefon görüşmesi isteğinin, Rusya-Ukrayna krizinde Türkiye’nin üstlenmiş olduğu rolün yanı sıra İsrail ile olağanlaşma sürecine de bağlayan Prof. Dr. Erhan, şunları söylemiş oldu:
“Türk-Amerikan bağlantılarında yeni bir sayfanın açılması mümkün olabilir. Türkiye, 90’lı yılların başından itibaren, ne vakit İsrail ile bir olağanlaşma sürecine girse, ABD’deki Musevi lobisine olumlu yansımış ve bu durum kesinlikle ABD idaresini olumlu etkilemiştir.”
‘Zelenskiy ışık yaktı’
Ukrayna-Rusya içinde barış olması için silahların susması gerektiğini belirten Erhan. şöyleki devam etti: “Türkiye toplu ateşkes için arabulucu rolünde. Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenskiy’nin son açıklamalarına dikkat ettiyseniz, NATO üyeliği konusunda artık bir isteklerinin kalmadığını söz etti. Bu hayli değerli. Zira hücumun başlangıcında Rusya’nın ileri sürdüğü konulardan biri NATO üyeliğiydi. Zelenskiy, ayrıyeten Rus işgalindeki Donbass durumu da müzakere edebilir olduğunu hatırlatarak, müzakereyle çatışmanın önüne geçmek istediğinin ışığını yakmış oldu.”
‘Montrö bizim için hayati sözleşme’
Montrö Mukavelesi’nin değerine de değinen Prof. Dr. Erhan, “Montrö, fazlaca kapsamlı ve ayrıntılı düzenlenmiş, milletlerarası lakin Türkiye açısından hayati bir kontrat. Montrö krizler sırasında hiç bir biçimde açık kapı bırakmıyor. Türkiye’nin ortasında bulunduğu bir savaş durumu yahut yakın savaş tehdidinde Boğazlar’ın kontrol yetkisi büsbütün bize ait” dedi.
ABD Lideri Joe Biden’ın, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile telefon görüşmesi isteğinin, Rusya-Ukrayna krizinde Türkiye’nin üstlenmiş olduğu rolün yanı sıra İsrail ile olağanlaşma sürecine de bağlayan Prof. Dr. Erhan, şunları söylemiş oldu:
“Türk-Amerikan bağlantılarında yeni bir sayfanın açılması mümkün olabilir. Türkiye, 90’lı yılların başından itibaren, ne vakit İsrail ile bir olağanlaşma sürecine girse, ABD’deki Musevi lobisine olumlu yansımış ve bu durum kesinlikle ABD idaresini olumlu etkilemiştir.”
‘Zelenskiy ışık yaktı’
Ukrayna-Rusya içinde barış olması için silahların susması gerektiğini belirten Erhan. şöyleki devam etti: “Türkiye toplu ateşkes için arabulucu rolünde. Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenskiy’nin son açıklamalarına dikkat ettiyseniz, NATO üyeliği konusunda artık bir isteklerinin kalmadığını söz etti. Bu hayli değerli. Zira hücumun başlangıcında Rusya’nın ileri sürdüğü konulardan biri NATO üyeliğiydi. Zelenskiy, ayrıyeten Rus işgalindeki Donbass durumu da müzakere edebilir olduğunu hatırlatarak, müzakereyle çatışmanın önüne geçmek istediğinin ışığını yakmış oldu.”
‘Montrö bizim için hayati sözleşme’
Montrö Mukavelesi’nin değerine de değinen Prof. Dr. Erhan, “Montrö, fazlaca kapsamlı ve ayrıntılı düzenlenmiş, milletlerarası lakin Türkiye açısından hayati bir kontrat. Montrö krizler sırasında hiç bir biçimde açık kapı bırakmıyor. Türkiye’nin ortasında bulunduğu bir savaş durumu yahut yakın savaş tehdidinde Boğazlar’ın kontrol yetkisi büsbütün bize ait” dedi.