Kamelya
New member
- Katılım
- 30 May 2021
- Mesajlar
- 288
Bir kedi gördüğünüzde kalp atışlarınız hızlanıyor, titremeye mi başlıyorsunuz? Bir köpekle karşılaştığınızda bayılacak kadar kötüleşip donakaldığınız oluyor mu? Bu durumun sebebi kedi yahut köpek fobisi olabilir. Bu fobinin çocukluk periyodunda yaşanan bir travmanın tesiriyle ya da ebeveynlerden birinin bu canlılara karşı çok dehşet ve korku yaşaması niçiniyle ortaya çıkabiliyor.
Fobi bir objeye, canlıya karşı duyulan kaygının, bireyin günlük hayatını olumsuz tarafta etkilemesi durumu olarak tanımlanıyor. Ülkemizde en sık görülen fobilerin başında kedi-köpek fobisi geliyor. Bu fobi kendini kedi ya da köpekle karşılaşıldığında kişinin yaşadığı kaygı, panik ve huzursuzluk hali olarak aşikâr ediyor. Bu endişenin yalnızca korkulan canlıyla karşılaşıldığında değil, kişinin onu düşündüğü vakit da tetiklenebileceğine dikkat çeken Psk. Elif Cor, bu fobinin oluşum niçinlerini şöyleki açıklıyor: “Hayvan fobilerine niye olan etkenlerden biri çocukluk periyodunda bu canlılardan biriyle olumsuz bir olay yaşaması durumudur. kimi vakit birden çok hayvana karşı kaygı olabilir, mesela kedi ve köpeğe karşı ya da tek bir canlıya karşı bu endişe oluşabilir. Bu kaygıların sebebi çocukluk periyodu travmaları olabilir. Genetik yatkınlık da kedi ve köpek fobisinin niçinlerinden biridir. Ebeveynlerden birinin bu canlılara karşı çok endişe ve dert yaşaması öğrenilmiş bir dehşet durumu olabilir. Daha evvel o hayvanı hiç görmemiş yahut onunla olumsuz bir durum yaşamamış bireylerde de bu dehşet oluşabilir.”
Kişinin toplumsal ömrünü etkileyebiliyor
Kedi ve köpek fobisinin belirtileri içinde bu canlılardan biriyle karşılaşıldığında donakalma, kalp atışlarının hızlanması, terleme, titreme, bayılma hissi görülebiliyor, kişi kaçınma davranışları sergileyebiliyor. Bu fobilerin bireylerin toplumsal ömürlerini etkileyebilecek seviyeye geldiğini belirten Psk. Elif Cor, “Örneğin kişi dışarıda kedi yahut köpek görme ihtimalinden dolayı yemek yemekten kaçınma, dışarıya çıkmakta zorluk, kedi ve köpek besleyen arkadaşlarının konutuna gitmeme, televizyonda korkulan hayvanla ilgili imgelere bakmama üzere toplumsal yaşantının akışını bozabilecek durumlarla da karşılaşabiliyor” diyor.
Kedi ve köpek fobisinden kurtulmak mümkün
Kedi ve köpek fobisi, başka bir epeyce fobi üzere tedavi edilebiliyor. Fobi tedavilerinde bilişsel davranışçı terapi metodunun tesirli olduğunun altını çizen Psk. Elif Cor, tedavide kademeli olarak kişinin kaçındığı durumlar üzerine yoğunlaşıldığını anlatıyor: “Danışan endişe duyduğu hayvanlarla ilgili niyetlerini terapiste anlatır. Terapide danışana duyarsızlaştırma seansları düzenlenir. Danışana korkulan hayvanın fotoğrafları yahut imgelerine maruz bırakmayı içerebilir. Terapist denetiminde yanlışsız vakit diliminde yapılır. Burada danışanın korktuğu hayvan ya da hayvanlara karşıda temel niçinde ortaya çıkabilmektedir. Kimi danışan o hayvanla ilgili olumsuz tecrübesi olduğunu bilir ve bundan kaynaklı fobisi olduğu şuurunda gelirken kimi danışan bu fobisinin nereden ve niye kaynaklı olduğunu bilemez. Seanslarda bir bakıma bunun sebebini de ortaya çıkartmaya yönelik sürdürülür. Burada kaygının temel sebebine nazaran bilinçaltı da değerli rol oynar. Seans içi ve dışı ödevler verilir. Seans mühleti danışandan danışana farklılık gösterir.”
Fobi bir objeye, canlıya karşı duyulan kaygının, bireyin günlük hayatını olumsuz tarafta etkilemesi durumu olarak tanımlanıyor. Ülkemizde en sık görülen fobilerin başında kedi-köpek fobisi geliyor. Bu fobi kendini kedi ya da köpekle karşılaşıldığında kişinin yaşadığı kaygı, panik ve huzursuzluk hali olarak aşikâr ediyor. Bu endişenin yalnızca korkulan canlıyla karşılaşıldığında değil, kişinin onu düşündüğü vakit da tetiklenebileceğine dikkat çeken Psk. Elif Cor, bu fobinin oluşum niçinlerini şöyleki açıklıyor: “Hayvan fobilerine niye olan etkenlerden biri çocukluk periyodunda bu canlılardan biriyle olumsuz bir olay yaşaması durumudur. kimi vakit birden çok hayvana karşı kaygı olabilir, mesela kedi ve köpeğe karşı ya da tek bir canlıya karşı bu endişe oluşabilir. Bu kaygıların sebebi çocukluk periyodu travmaları olabilir. Genetik yatkınlık da kedi ve köpek fobisinin niçinlerinden biridir. Ebeveynlerden birinin bu canlılara karşı çok endişe ve dert yaşaması öğrenilmiş bir dehşet durumu olabilir. Daha evvel o hayvanı hiç görmemiş yahut onunla olumsuz bir durum yaşamamış bireylerde de bu dehşet oluşabilir.”
Kişinin toplumsal ömrünü etkileyebiliyor
Kedi ve köpek fobisinin belirtileri içinde bu canlılardan biriyle karşılaşıldığında donakalma, kalp atışlarının hızlanması, terleme, titreme, bayılma hissi görülebiliyor, kişi kaçınma davranışları sergileyebiliyor. Bu fobilerin bireylerin toplumsal ömürlerini etkileyebilecek seviyeye geldiğini belirten Psk. Elif Cor, “Örneğin kişi dışarıda kedi yahut köpek görme ihtimalinden dolayı yemek yemekten kaçınma, dışarıya çıkmakta zorluk, kedi ve köpek besleyen arkadaşlarının konutuna gitmeme, televizyonda korkulan hayvanla ilgili imgelere bakmama üzere toplumsal yaşantının akışını bozabilecek durumlarla da karşılaşabiliyor” diyor.
Kedi ve köpek fobisinden kurtulmak mümkün
Kedi ve köpek fobisi, başka bir epeyce fobi üzere tedavi edilebiliyor. Fobi tedavilerinde bilişsel davranışçı terapi metodunun tesirli olduğunun altını çizen Psk. Elif Cor, tedavide kademeli olarak kişinin kaçındığı durumlar üzerine yoğunlaşıldığını anlatıyor: “Danışan endişe duyduğu hayvanlarla ilgili niyetlerini terapiste anlatır. Terapide danışana duyarsızlaştırma seansları düzenlenir. Danışana korkulan hayvanın fotoğrafları yahut imgelerine maruz bırakmayı içerebilir. Terapist denetiminde yanlışsız vakit diliminde yapılır. Burada danışanın korktuğu hayvan ya da hayvanlara karşıda temel niçinde ortaya çıkabilmektedir. Kimi danışan o hayvanla ilgili olumsuz tecrübesi olduğunu bilir ve bundan kaynaklı fobisi olduğu şuurunda gelirken kimi danışan bu fobisinin nereden ve niye kaynaklı olduğunu bilemez. Seanslarda bir bakıma bunun sebebini de ortaya çıkartmaya yönelik sürdürülür. Burada kaygının temel sebebine nazaran bilinçaltı da değerli rol oynar. Seans içi ve dışı ödevler verilir. Seans mühleti danışandan danışana farklılık gösterir.”