- Katılım
- 30 May 2021
- Mesajlar
- 2,935
Rasyonalitenin bittiğini belirten uzmanlar artık bir varsayımda bulunmanın mümkün olmadığını söylemiş oldu. TL’nin iktisat bilimiyle öngörülemeyeceğini belirten İsviçre bankası UBS de lira raporu yayımlamayacağını duyurdu.
Karar’da yer alan habere bakılırsa dolar dün 14’ün üstüne çıktı, Merkez Bankası’nın dördüncü müdahalesi de kuru düşürmedi. Lirayı eritip vatandaşı her gün yoksullaştıran tablo, vahim gidişata ait telaşları artırdı. Fakat iktisat idaresinin bilimi dışlayan tavrını işaret eden memleketler arası uzmanlardan ‘Artık TL’yi öngoremiyoruz’ çıkışı geldi. İsviçre bankası UBS TL’yle ilgili rapor yayımlamayacağını ve son raporun dikkate alınmaması gerektiğini duyurdu.
‘TL KARŞISINDA DOLARIN PAHASI YÜZDE 70’İ AŞTI, ARTIK İNADI BIRAKIN’
Deutsche Bank ise artan enflasyondan dolayı 2022’nin birinci çeyreğinde faiz artırmak zorunda kalınabileceğini bildirdi. Ekonomistler de belirsizlik tablosuna dikkat çekti. Oğuz Demir “Doların kıymeti yüzde 70’ten çok arttı. Bu gidişle rezerv kalmayacak. Bırakın bu inadı” sözünü kullandı. İris Cibre “Merkez’in kuru sıkı müdahaleleri yayı o kadar gerdi ki 14’ün kırılması sert oldu. Yoksullaşmamızın tek sebebi iktisat idaresindeki hatalar” dedi.
TL’nin geleceği artık öngörülemiyor
İktisat idaresinin aldığı kararlarla bir arada TL tarihinin en makûs senaryolarına imza atıyor. Yeni haftayla kur 14.64 lirayı aşarak rekora imza attı. Yükseliş daha sonrası Merkez Bankası 4’üncü satış atılımını yaptı. 14 liralara kadar gevşeyen kur, kapanıştan evvel 13.70 lira düzeylerine kadar indi. Artış daha sonrasında yabancı yatırım kuruluşları TL ile ilgili değerlendirmelerine son verdiklerini duyurdu. UBS analistleri, yatırımcılarına Türk lirası tavsiye raporlarını dikkate almamalarını belirten bir müşteri notu yayımladı.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) faiz indirimleriyle birlikte başlayan TL’deki kıymet kaybı sürat kesmiyor. Geçen haftayı kısmen yatay geçiren kur yeni rekorları zorlasa da bir daha yerinde duramadı. Kur yeni iş gününün başlangıcında da rekora koştu. Güne yatay başlayan döviz kurları, 14 lira hududunu da aştı. Dolar 14 lirayı geçerek 14.64 düzeyine kadar yükseldi.
Euro ise birebir dakikalarda tarihi tepesini 16.47’ye taşıdı. Gerçekleşen dalgalanmayla birlikte yabancı yatırım kuruluşları da TL ile ilgili değerlendirmelerine son verdiğini duyurdu. UBS Analisti Tilmann Kolb, bundan daha sonra Türk lirasıyla ilgili rapor yayımlamayacaklarını ve yatırımcıların son yayımladıkları Türk lirası tavsiye raporlarını dikkate almamalarını belirten bir müşteri notu yayımladı.
Ekonomistler de belirsizlik tablosuna dikkat çekti. Oğuz Demir “Doların pahası yüzde 70’ten çok arttı. Bu gidişle rezerv kalmayacak. Bırakın bu inadı” tabirini kullandı. İris Cibre “Merkez’in kuru sıkı müdahaleleri yayı o kadar gerdi ki 14’ün kırılması sert oldu.
Yoksullaşmamızın tek sebebi iktisat idaresindeki hatalar” dedi. Merkez Bankası’ndan yapılan açıklamada “Döviz kurlarında görülen sıhhatsiz fiyat oluşumları niçiniyle piyasaya satım tarafında direkt müdahale edilmektedir” dendi. Kelam konusu müdahale MB’nin dövize yapmış olduğu dördüncü müdahale oldu.
MB geçtiğimiz haftalarda toplamda dövize üç sefer müdahalede bulunurkilk evvelki müdahaleler doların 13.80’li düzeylere ulaşmasının akabinde gelmişti. Yapılan müdahaleler kararında dolardaki düşüş kısa sürmüş ve bir daha 14 lira düzeyi test edilmişti. Dün yapılan müdahale ise doların 14.50 düzeyini aşmasının akabinde geldi. Piyasaya yapılan müdahalenin yaklaşık 1 milyar dolar düzeyinde olduğunu belirten kaynaklar Bloomberg HT’ye ayrıntı verdi. Merkez Bankası 1 Aralık’taki direkt müdahale ile piyasaya yaklaşık 700 milyon dolarlık döviz satışı gerçekleştirmişti. TCMB tıpkı hafta 3 Aralık’ta döviz piyasasına ikinci müdahaleyi de gerçekleştirmişti. Kaynaklar ikinci müdahalede toplamda 300 milyon dolarlık, üçüncü müdahalede ise 500 milyon dolarlık satış yapıldığını belirtmişti.
TEPE daha sonraSI DOLARDA SERT DÜŞÜŞ
Dün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TCMB Lideri Şahap Kavcıoğlu ve kamu bankaları genel müdürleriyle bir görüşme yaptı. Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati de görüşmede yer aldı. Cumhurbaşkanı doruğu daha sonrasında dolar 13.70’e kadar geriledi. Kamu bankalarının da tepeye çağrılması bir daha dövize kamu bankaları eliyle müdahale kuşkusu doğurdu.
KULİS BİLGİ: DIŞ GÜÇLER DEĞİL EKONOMİK GÜVENSİZLİK
Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, geçtiğimiz hafta yatırımcılarla bir ortaya gelmişti. görüşmeden notlar paylaşan gazeteci Murat Uzman, kaynakların verdiği bilgiye göre, gün ve saat vererek görüşmenin 7 saat sürdüğünü aktardı. Yorumda bulunan Ehil “Hazine ve Maliye Bakanı Nebati’nin yatırımcılarla görüşmede iktisattaki asıl sorunun dış güçlerin saldırısından epey ekonomik siyasetlere güvensizlikten kaynaklandığını kabul ettiği bildiriliyor. Nebati Merkez Bankası ismine faiz teminatı vermiş fakat enflasyon ve büyüme kaynağı konusundaki sorular karşılıksız kalmış. Türk iktisadının dış güçlerin saldırısı niçiniyle krizden çıkamadığı yıllardır Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve AK Parti hükümetinin en kıymetli telaffuzuydu. Bu telaffuz, iç siyasette sorunun hükümetten değil, Batının saldırısından kaynaklandığı propagandasına yarıyor, fakat muhtaçlık duyulan dış yatırımların gelmesine yardımcı olmuyordu. İç ve dış yatırımcılar birinci kere 11 Aralık günü yetkili bir ağızdan sorunun dış güçlerin saldırısından değil, ekonomik siyasete duyulan güvensizlikten kaynaklandığını duydu” dedi.
‘ÇİN MODELİ TUTMAZSA ÜZÜLÜRÜM’
Habertürk’ten Sevilay Yılman’a konuşan Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, Türkiye’de uygulanan yeni ekonomik modele ait “Bizim modelimiz Çin Modeli, Güney Kore modeli filan değil. Bu, Türkiye modeli. Şu anda kimse Türkiye’yi taşımıyor. Türkiye kendi kendini taşıyor. bu biçimde bir şey olabilir mi? Çin kendi modeliyle var olabilir lakin bizim modelimiz farklı. Bize has bir model. görüşmede bunları anlattım gelen iş erkeklerina. O yüzden de fazlaca memnun ayrıldılar. Altyapısını tamamlamış. Çok kuvvetli bir biçimde bu modeli hayata geçirmek üzere yola çıkıyoruz. Faiz artırmama konusunda kesin kararlıyız. Ve bu işi biz oturtacağız Allah’ın izniyle” dedi. Yeni ekonomik modelin tutmaması halinde ‘üzüleceğini’ lisana getiren Nebati “Bize güvendiğiniz anda. İnandığınız anda bu iş çözülür. Badire yok. Türkiye’nin makro ekonomik göstergesinde hiç bir biçimde hiç bir sorun yok. İnanç tesis edelim. Sıkıntılar var lakin bunun üstesinden gelebilecek de fazlaca kuvvetli bir altyapımız var. Model tutmazsa üzülürüm. Zira ya kahramanı olacağım çocuklarımın. Ya da boynu bükük bir biçimde meskene döneceğim ve onların da boynunu bükmüş olacağım. Ben konuta boynu bükük dönemem” sözlerini kullandı.
‘SON RAPORUMUZU DİKKATE ALMAYIN’
Bundan daha sonra Türk Lirası’yla ilgili rapor yayımlamayacaklarını paylaşan UBS, yatırımcılarla yeni bir bilgi notu paylaştı. UBS Analisti Tilmann Kolb, bundan daha sonra Türk lirasıyla ilgili rapor yayımlamayacaklarını ve yatırımcıların son yayımladıkları Türk lirası tavsiye raporlarını dikkate almamalarını belirten bir müşteri notu yayımladı. Kolb en son Kasım ayının sonlarında bir rapor yayımlayarak, TL’deki bedel kaybının mevcut para siyaseti çerçevesinin enflasyonla çabada yetersiz olduğu görüşünü yansıttığını ve bu niçinle daha fazla kıymet kaybı ihtimalini göz arkası etmediklerini belirtmişti.
‘TÜRKİYE İMKANSIZ ÜÇLÜYÜ GÖRMEZDEN GELİYOR’
Standard Chartered, yayımladığı bir araştırma raporunda Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın siyasetlerindeki belirsizliğin Türk varlıklarındaki oynaklığın ve Türkiye’nin risk primindeki artışın devam etmesine niye olacağını söylemiş oldu. Piyasaların Türkiye’nin ortodoks ekonomik siyasetlere olan ilgisine ilgili kuşkuyla yaklaştığını belirten banka, bu biçimde bir ortamda kur oynaklığınının, yabancı yatırımlardaki azalmanın ve değişen enflasyon beklentilerinin büyük ihtimalle süreceğini söz etti. Türkiye’nin gelişmekte olan ülke yatırımcılarının radarında kalmaya devam ettiğini belirten Standard Chartered, Türkiye’nin hür sermaye girişi, bağımsız para siyaseti ve sabit kurun bir ortada olamayacağını önbakılırsan ‘imkansız üçlü’ prensibini görmezden geldiğini belirtti.
1000 PUANLIK ARTIŞ GEREKEBİLİR
Deutsche Bank, yayımladığı bir araştırma raporunda piyasa şartlarının Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nı 2022’nin birinci çeyreğinde 1000 baz puanlık faiz artırımı yapmaya zorlayacağını belirtti.
Aralık ayındaki görüşmede TCMB’nin 100 baz puanlık bir indirim yapmasını bekleyen Deutsche Bank, daha sonraki üç para siyaseti toplantısında ise agresif bir faiz indirimi beklemediklerini söylemiş oldu. Acil bir faiz artırımı sonucu alınmasının şu anki durumda güç olacağını belirten kurum, TCMB’nin dolarizasyon, zayıf Türk lirası ve artan enflasyondan dolayı 2022’nin birinci çeyreğinde siyaset faizini yüzde 25’e çıkarmak zorunda kalabileceğini söz etti.
‘GEVŞEME İTİMADI BOZDU’
Fitch, Türkiye’nin kredi görünümünü negatife indirdikten daha sonra 13 Türk bankası’nın da görünümünü negatif olarak değiştirdi. Fitch Ratings, ‘erken’ olarak nitelendirdiği nakdî gevşemenin yurt içi inançta bozulmaya niye olduğunu belirterek, Türkiye’nin kredi notunun görünümünü ‘negatif’e indirmişti. Fitch raporunda “Merkez Bankası’nın erken nakdî gevşeme döngüsü ve daha fazla faiz indirimi yahut 2023 seçimleri öncesi ek ekonomik teşvikler yurtiçi inançta erozyona yol açıyor” denilmişti.
Karar’da yer alan habere bakılırsa dolar dün 14’ün üstüne çıktı, Merkez Bankası’nın dördüncü müdahalesi de kuru düşürmedi. Lirayı eritip vatandaşı her gün yoksullaştıran tablo, vahim gidişata ait telaşları artırdı. Fakat iktisat idaresinin bilimi dışlayan tavrını işaret eden memleketler arası uzmanlardan ‘Artık TL’yi öngoremiyoruz’ çıkışı geldi. İsviçre bankası UBS TL’yle ilgili rapor yayımlamayacağını ve son raporun dikkate alınmaması gerektiğini duyurdu.
‘TL KARŞISINDA DOLARIN PAHASI YÜZDE 70’İ AŞTI, ARTIK İNADI BIRAKIN’
Deutsche Bank ise artan enflasyondan dolayı 2022’nin birinci çeyreğinde faiz artırmak zorunda kalınabileceğini bildirdi. Ekonomistler de belirsizlik tablosuna dikkat çekti. Oğuz Demir “Doların kıymeti yüzde 70’ten çok arttı. Bu gidişle rezerv kalmayacak. Bırakın bu inadı” sözünü kullandı. İris Cibre “Merkez’in kuru sıkı müdahaleleri yayı o kadar gerdi ki 14’ün kırılması sert oldu. Yoksullaşmamızın tek sebebi iktisat idaresindeki hatalar” dedi.
TL’nin geleceği artık öngörülemiyor
İktisat idaresinin aldığı kararlarla bir arada TL tarihinin en makûs senaryolarına imza atıyor. Yeni haftayla kur 14.64 lirayı aşarak rekora imza attı. Yükseliş daha sonrası Merkez Bankası 4’üncü satış atılımını yaptı. 14 liralara kadar gevşeyen kur, kapanıştan evvel 13.70 lira düzeylerine kadar indi. Artış daha sonrasında yabancı yatırım kuruluşları TL ile ilgili değerlendirmelerine son verdiklerini duyurdu. UBS analistleri, yatırımcılarına Türk lirası tavsiye raporlarını dikkate almamalarını belirten bir müşteri notu yayımladı.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) faiz indirimleriyle birlikte başlayan TL’deki kıymet kaybı sürat kesmiyor. Geçen haftayı kısmen yatay geçiren kur yeni rekorları zorlasa da bir daha yerinde duramadı. Kur yeni iş gününün başlangıcında da rekora koştu. Güne yatay başlayan döviz kurları, 14 lira hududunu da aştı. Dolar 14 lirayı geçerek 14.64 düzeyine kadar yükseldi.
Euro ise birebir dakikalarda tarihi tepesini 16.47’ye taşıdı. Gerçekleşen dalgalanmayla birlikte yabancı yatırım kuruluşları da TL ile ilgili değerlendirmelerine son verdiğini duyurdu. UBS Analisti Tilmann Kolb, bundan daha sonra Türk lirasıyla ilgili rapor yayımlamayacaklarını ve yatırımcıların son yayımladıkları Türk lirası tavsiye raporlarını dikkate almamalarını belirten bir müşteri notu yayımladı.
Ekonomistler de belirsizlik tablosuna dikkat çekti. Oğuz Demir “Doların pahası yüzde 70’ten çok arttı. Bu gidişle rezerv kalmayacak. Bırakın bu inadı” tabirini kullandı. İris Cibre “Merkez’in kuru sıkı müdahaleleri yayı o kadar gerdi ki 14’ün kırılması sert oldu.
Yoksullaşmamızın tek sebebi iktisat idaresindeki hatalar” dedi. Merkez Bankası’ndan yapılan açıklamada “Döviz kurlarında görülen sıhhatsiz fiyat oluşumları niçiniyle piyasaya satım tarafında direkt müdahale edilmektedir” dendi. Kelam konusu müdahale MB’nin dövize yapmış olduğu dördüncü müdahale oldu.
MB geçtiğimiz haftalarda toplamda dövize üç sefer müdahalede bulunurkilk evvelki müdahaleler doların 13.80’li düzeylere ulaşmasının akabinde gelmişti. Yapılan müdahaleler kararında dolardaki düşüş kısa sürmüş ve bir daha 14 lira düzeyi test edilmişti. Dün yapılan müdahale ise doların 14.50 düzeyini aşmasının akabinde geldi. Piyasaya yapılan müdahalenin yaklaşık 1 milyar dolar düzeyinde olduğunu belirten kaynaklar Bloomberg HT’ye ayrıntı verdi. Merkez Bankası 1 Aralık’taki direkt müdahale ile piyasaya yaklaşık 700 milyon dolarlık döviz satışı gerçekleştirmişti. TCMB tıpkı hafta 3 Aralık’ta döviz piyasasına ikinci müdahaleyi de gerçekleştirmişti. Kaynaklar ikinci müdahalede toplamda 300 milyon dolarlık, üçüncü müdahalede ise 500 milyon dolarlık satış yapıldığını belirtmişti.
TEPE daha sonraSI DOLARDA SERT DÜŞÜŞ
Dün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TCMB Lideri Şahap Kavcıoğlu ve kamu bankaları genel müdürleriyle bir görüşme yaptı. Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati de görüşmede yer aldı. Cumhurbaşkanı doruğu daha sonrasında dolar 13.70’e kadar geriledi. Kamu bankalarının da tepeye çağrılması bir daha dövize kamu bankaları eliyle müdahale kuşkusu doğurdu.
KULİS BİLGİ: DIŞ GÜÇLER DEĞİL EKONOMİK GÜVENSİZLİK
Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, geçtiğimiz hafta yatırımcılarla bir ortaya gelmişti. görüşmeden notlar paylaşan gazeteci Murat Uzman, kaynakların verdiği bilgiye göre, gün ve saat vererek görüşmenin 7 saat sürdüğünü aktardı. Yorumda bulunan Ehil “Hazine ve Maliye Bakanı Nebati’nin yatırımcılarla görüşmede iktisattaki asıl sorunun dış güçlerin saldırısından epey ekonomik siyasetlere güvensizlikten kaynaklandığını kabul ettiği bildiriliyor. Nebati Merkez Bankası ismine faiz teminatı vermiş fakat enflasyon ve büyüme kaynağı konusundaki sorular karşılıksız kalmış. Türk iktisadının dış güçlerin saldırısı niçiniyle krizden çıkamadığı yıllardır Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve AK Parti hükümetinin en kıymetli telaffuzuydu. Bu telaffuz, iç siyasette sorunun hükümetten değil, Batının saldırısından kaynaklandığı propagandasına yarıyor, fakat muhtaçlık duyulan dış yatırımların gelmesine yardımcı olmuyordu. İç ve dış yatırımcılar birinci kere 11 Aralık günü yetkili bir ağızdan sorunun dış güçlerin saldırısından değil, ekonomik siyasete duyulan güvensizlikten kaynaklandığını duydu” dedi.
‘ÇİN MODELİ TUTMAZSA ÜZÜLÜRÜM’
Habertürk’ten Sevilay Yılman’a konuşan Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, Türkiye’de uygulanan yeni ekonomik modele ait “Bizim modelimiz Çin Modeli, Güney Kore modeli filan değil. Bu, Türkiye modeli. Şu anda kimse Türkiye’yi taşımıyor. Türkiye kendi kendini taşıyor. bu biçimde bir şey olabilir mi? Çin kendi modeliyle var olabilir lakin bizim modelimiz farklı. Bize has bir model. görüşmede bunları anlattım gelen iş erkeklerina. O yüzden de fazlaca memnun ayrıldılar. Altyapısını tamamlamış. Çok kuvvetli bir biçimde bu modeli hayata geçirmek üzere yola çıkıyoruz. Faiz artırmama konusunda kesin kararlıyız. Ve bu işi biz oturtacağız Allah’ın izniyle” dedi. Yeni ekonomik modelin tutmaması halinde ‘üzüleceğini’ lisana getiren Nebati “Bize güvendiğiniz anda. İnandığınız anda bu iş çözülür. Badire yok. Türkiye’nin makro ekonomik göstergesinde hiç bir biçimde hiç bir sorun yok. İnanç tesis edelim. Sıkıntılar var lakin bunun üstesinden gelebilecek de fazlaca kuvvetli bir altyapımız var. Model tutmazsa üzülürüm. Zira ya kahramanı olacağım çocuklarımın. Ya da boynu bükük bir biçimde meskene döneceğim ve onların da boynunu bükmüş olacağım. Ben konuta boynu bükük dönemem” sözlerini kullandı.
‘SON RAPORUMUZU DİKKATE ALMAYIN’
Bundan daha sonra Türk Lirası’yla ilgili rapor yayımlamayacaklarını paylaşan UBS, yatırımcılarla yeni bir bilgi notu paylaştı. UBS Analisti Tilmann Kolb, bundan daha sonra Türk lirasıyla ilgili rapor yayımlamayacaklarını ve yatırımcıların son yayımladıkları Türk lirası tavsiye raporlarını dikkate almamalarını belirten bir müşteri notu yayımladı. Kolb en son Kasım ayının sonlarında bir rapor yayımlayarak, TL’deki bedel kaybının mevcut para siyaseti çerçevesinin enflasyonla çabada yetersiz olduğu görüşünü yansıttığını ve bu niçinle daha fazla kıymet kaybı ihtimalini göz arkası etmediklerini belirtmişti.
‘TÜRKİYE İMKANSIZ ÜÇLÜYÜ GÖRMEZDEN GELİYOR’
Standard Chartered, yayımladığı bir araştırma raporunda Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın siyasetlerindeki belirsizliğin Türk varlıklarındaki oynaklığın ve Türkiye’nin risk primindeki artışın devam etmesine niye olacağını söylemiş oldu. Piyasaların Türkiye’nin ortodoks ekonomik siyasetlere olan ilgisine ilgili kuşkuyla yaklaştığını belirten banka, bu biçimde bir ortamda kur oynaklığınının, yabancı yatırımlardaki azalmanın ve değişen enflasyon beklentilerinin büyük ihtimalle süreceğini söz etti. Türkiye’nin gelişmekte olan ülke yatırımcılarının radarında kalmaya devam ettiğini belirten Standard Chartered, Türkiye’nin hür sermaye girişi, bağımsız para siyaseti ve sabit kurun bir ortada olamayacağını önbakılırsan ‘imkansız üçlü’ prensibini görmezden geldiğini belirtti.
1000 PUANLIK ARTIŞ GEREKEBİLİR
Deutsche Bank, yayımladığı bir araştırma raporunda piyasa şartlarının Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nı 2022’nin birinci çeyreğinde 1000 baz puanlık faiz artırımı yapmaya zorlayacağını belirtti.
Aralık ayındaki görüşmede TCMB’nin 100 baz puanlık bir indirim yapmasını bekleyen Deutsche Bank, daha sonraki üç para siyaseti toplantısında ise agresif bir faiz indirimi beklemediklerini söylemiş oldu. Acil bir faiz artırımı sonucu alınmasının şu anki durumda güç olacağını belirten kurum, TCMB’nin dolarizasyon, zayıf Türk lirası ve artan enflasyondan dolayı 2022’nin birinci çeyreğinde siyaset faizini yüzde 25’e çıkarmak zorunda kalabileceğini söz etti.
‘GEVŞEME İTİMADI BOZDU’
Fitch, Türkiye’nin kredi görünümünü negatife indirdikten daha sonra 13 Türk bankası’nın da görünümünü negatif olarak değiştirdi. Fitch Ratings, ‘erken’ olarak nitelendirdiği nakdî gevşemenin yurt içi inançta bozulmaya niye olduğunu belirterek, Türkiye’nin kredi notunun görünümünü ‘negatif’e indirmişti. Fitch raporunda “Merkez Bankası’nın erken nakdî gevşeme döngüsü ve daha fazla faiz indirimi yahut 2023 seçimleri öncesi ek ekonomik teşvikler yurtiçi inançta erozyona yol açıyor” denilmişti.