Her bel ağrısı fıtık demek değildir

[Manolya]

Bel ağrısı, iş gücü kaybı ve halk sıhhati açısından değerli sosyo-ekonomik ve hastanelerde çok sıhhat hizmetleri yükü oluşturan, dünya çapında kıymetli bir sıhhat sıkıntısıdır. Bel ağrısı yılda %22-65 olduğu kestirim edilmektedir: hayatın 50-60’ lı yaşlar içinde en hayli görülür ve nüfusun %80 kadarında hayatın bir noktasında yavaşça ya da şiddetli bel ağrısı mevcuttur. Bel ağrısı yaşayanların yaklaşık %60-80’inde gerçek bir niye teşhis edilemez ve ağrının kas yahut omurlardaki bağların gerginliğine bağlanır. Bel ağrısının sebebi belirsizliğini korusa da çoğunlukla bel fıtığı ve omurgadaki kireçlenme ile bu ağrı oluşur. Bel fıtığı, bel bölgesi ve hudut köklerinde direk sona değerek yahut sıkıştırarak biroldukça biyokimyasal ve yangısal ihtarlar oluşturabilir, ayrıyeten bacakta ve ayakta yanma, zaten ısınma yahut sıcak bir şey dökülmüş üzere hislerle birlikte ve ayağa, bacağa vuran ağrıya niye olabilir. Her bel fıtığı belde ağrı yapacak diye bir koşul yoktur. Yalnızca ayakta yahut baldır bölgesinde ağrı biçiminde de ortaya çıkabilir. Birden fazla durumda, kendi kendini sınırlayan yahut gerileyen bir durumdur, lakin nüksler yaygındır ve değerli sakatlık ve ağrının kronikleşmesine niye olabilir.Bel ağrısının tedavisi ile bel fıtığının tedavileri tıpkı durumlar değildir. Bel fıtığı kaide olmamakla birlikte bel ağrısına niye olabilir lakin her bel ağrısı bel fıtığı değildir. Tedavide burada farklılık gösterir. Konservatif bir yaklaşım ağrı kesici kas gevşetici ilaçlar ve fizik tedavi ekseriyetle birinci basamak tedavi olarak kabul edilir. Bu tedavi ile hastalar yarar görmezse perkütan enjeksiyonlar üzere minimal invaziv tedavilerin kolay tolere edildiği ve çok yeterli klinik sonuçlar verdiği gösterilmiştir. Bu tedaviler içerisinde bel fıtığına ozon gazı uygulamasının, bel fıtığına bağlı bel ağrısının ya da yalnızca bacak yahut ayak ağrısının giderilmesinde en tesirli tedavilerden biridir. Son senelerdaki dünya literatürü de bunu anlatmaktadır. Bel ve boyun fıtığına ozon uygulamasının bilgi ve deneyim gerektiren bir formül olduğunu hatırlatmakta yarar var. Bu usuller kesinlikle ameliyathanelerde, perkütan dediğimiz teknikle iğnenin beldeki fıtığın içerisine dikkatlice yerleştirilmesi gerekmektedir. Özel iğneler yanlışsız yerleştirilmezse bel kaslarına ozon gazı enjeksiyonundan diğer bir şey olmayacaktır ötürüsıyla beklediğimiz faydayı goremeyiz.Bu tedavilerin yalnızca ağrıyı geçirdiği tedavi etmediğini istikametindeki tenkitlere katılmadığımı tabir etmek isterim. Açık cerrahinin ve bel fıtığına ozon uygulamalarının ortak beklentileri sonun üstündeki fıtığın ortadan kaldırılmasıdır. Açık cerrahide fıtık dokusunun hepsi çıkarılırken bel fıtığına ozon uygulamasıyla da fıtığının büzüşmesine ve sıkılaşmasını sağlayarak düzgünleşmesini sağlamaktadır. Mikrodiskektomi dahil bütün açık ameliyatlar daha sonrası kireçlenmede süratli bir artışla birlikte fıtık dokusunun hudutları korumak için sağlamış olduğu yüksekliği de azaltmaktadır. ötürüsıyla hudut sıkışması, yapışıklık ya da yine fıtıklaşma niçiniyle yeni bir ameliyata mecburilik doğmaktadır. Tüm bu niçinlerden dolayı bel yahut boyun fıtığı niçiniyle ameliyat sonucu alınmadan evvel hastaların bel ve boyun fıtığına ozon uygulamasının aktifliğini araştırmalarınında ve ağrı tabibine muayene olmalarında yarar vardır.

Hibya Haber Ajansı