- Katılım
- 30 May 2021
- Mesajlar
- 3,272
Halk içinde ‘arpacık’ olarak bilinen göz kapağı enfeksiyonunun sık gelişmesi aslında genel beden sıhhatiyle ilgili de bilgi veriyor. Yetişkinlerde beden direncinin düşüklüğü, çok uykusuzluk ve yorgunluk arpacık riskini artırırken, bu sıhhat sıkıntısının çocukluk periyodunda epeyce fazla ortaya çıkması görme sıkıntılarının da işareti olabiliyor. Acıbadem Dr. Şinasi Can (Kadıköy) Hastanesi Göz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Müslime Akbaba, “Yetişkinlerde ve bilhassa de çocuklarda düzeltilmemiş yüksek hipermetropi ile astigmat üzere görme bozuklukları var ise, arpacık oluşma riski artar” diyerek bu sıhhat sorunun ihmal edilmemesi gerektiğini vurguluyor. Arpacık tedavisinin sıcak kompresli masaj ile başladığını, düzelmemesi halinde antibiyotikli merhemlerin düzgünleşme sürecini hızlandırdığını anlatan Göz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Müslime Akbaba, tedavi için arpacığa sarımsak uygulanması üzere yollardan de uzak durulması gerektiğini belirtiyor.
Bulaşıcı değil
Göz kapağındaki yağ bezlerinin tıkanması kararı oluşan akut bakteriyel enfeksiyon olarak tanımlanan arpacık, görüldüğü yere göre iç ve dış olarak ikiye ayrılıyor. Kirpik tabanlarına açılan yağ bezlerinin tıkanmasının dış arpacık olduğunu anlatan Prof. Dr. Müslime Akbaba, “Kapak kenarındaki yağ bezinin tıkanması niçiniyle oluşan enfeksiyona da ‘iç arpacık’ ismi veriliyor. Arpacık bulaşıcı değildir. Oluşum düzeneği son derece sıradantir. Göz kapağındaki yağ bezleri salgısının yavaşlaması yahut durmasıyla bir arada kirpik tabanlarında bulunan bakteriler çoğalarak küçük lokal bir apse oluşumuna yol açar. En sık da stafilokokos auerus isimli bakteri bu enfeksiyona niye olur” diyor.
Diyabeti olanlar dikkat
Oluşumundan bakteriler sorumlu olsalar da, kimi hastalıklar arpacık riskini artırıyor. Seboreik dermatit, rozesea, diyabet ve lipit yüksekliği olanlarda arpacığın görülme oranının yüksek olduğunu kaydeden Prof. Dr. Müslime Akbaba, beden direncinin düşüklüğü, çok yorgunluk ve uykusuzluğun yanı sıra bioritmin bozulmasının da tetikleyici etmen olduğunu söz ediyor. “Çocuklarda düzeltilmemiş yüksek hipermetropi, astigmat üzere görme bozuklukları var ise bir daha arpacık oluşma riski artar” diye konuşan Prof. Dr. Müslime Akbaba, kelamlarına şu biçimde devam ediyor: “Arpacık akut bir durumdur. Ansızın göz kapağında ağrı ile başlayan ödem ve kızarıklık olur. Ağrı bir iki gün içerisinde geçerken, şişlik ve kızarıklık devam eder. Dış arpacıkta kapak kenarındaki şişlik fazlaca barizdir. Enfeksiyonun şiddetine bağlı olarak apseleşip bizatihi dışa akabilir. İç arpacıkta ise kapağın ortasında kızarıklık ve şişlik daha belirgindir”
Sıcak kompresli masaj düzgün geliyor
Arpacığın kesin tanısı göz tabipleri tarafınca konuyor. Çok küçük ve sıradan olan cinslerinin resen geçmesine rağmen, erken medikal tedavi ile hastalığın daha fazlaca denetim altına alınabileceğine dikkat çeken Prof. Dr. Müslime Akbaba, “Sıcak kompresli masaj çok faal bir tedavi prosedürüdür. Sıcak kompres, sertleşmiş dokunun yumuşamasını ve akmasını sağlar. Ayrıyeten bebek şampuanı yahut blefarit tedavisi için üretilen solüsyonlar da hem antibakteriyel tesirleriyle birebir vakitte tıkanmış bezdeki kalıntıları temizleyerek tedaviye yardımcı olabilirler. Lakin sıcak kompres ve solüsyon ile masaj, hastalığı tedavi etmede kâfi değildir. Topikal antibiyotikli damla ya da pomadların kullanılmaları tedavi müddetini kısaltabilir ve apseleşmeyi önleyebilir” diyor. Ayrıyeten topikal kortizonlu göz damlalarının kısa müddetli kullanmasıyla enfeksiyonun daha çabuk geçebileceğini kaydeden Prof. Dr. Müslime Akbaba, arpacık fazlaca büyük olmadıkça sistemik antibiyotik kullanmaya gerek olmadığını belirtiyor.
Arpacığın apseleşmesi, yani iltihaplı sıvı birikimi haline gelmesi durumunda kesinlikle boşaltılması gerekiyor. Apse boşaltımının hastane şartlarında yapılması gerektiğine dikkat çeken Prof. Dr. Müslime Akbaba, “Hasta çocuk değilse genel anestezi ve genel ameliyathane şartları gerekli değildir. Göz kapağı uyuşturularak ayaktan yapılan sıradan bir teşebbüs şeklidir” diyor.
Tedavide sarımsağın yeri yok
Halk içinde arpacığa sarımsak sürmenin güzel geleceğine dair bir inanış var. Lakin çağdaş tıbbi uygulamalarda, arpacık tedavisinde sarımsak kullanmasının yer almadığını belirten Prof. Dr. Müslime Akbaba, “Bebek şampuanlarının, gözü rahatsız etmeyen uygun pH kıymetlerinden dolayı sulandırılarak kullanılmaları, antibakteriyel tesirleriyle faydalı olabilir. İçeriğinde yüzde 7.5 ve daha yüksek oranda çay ağacı ekstresi olan solüsyon yahut ıslak mendiller de bu gayeyle kullanılabilir. Lakin tek başına tedavi için kâfi değildir. Sıcak kompresin çay ya da olağan suyla yapılması içinde ise bir fark yoktur” diyor.
Hibya Haber Ajansı
Bulaşıcı değil
Göz kapağındaki yağ bezlerinin tıkanması kararı oluşan akut bakteriyel enfeksiyon olarak tanımlanan arpacık, görüldüğü yere göre iç ve dış olarak ikiye ayrılıyor. Kirpik tabanlarına açılan yağ bezlerinin tıkanmasının dış arpacık olduğunu anlatan Prof. Dr. Müslime Akbaba, “Kapak kenarındaki yağ bezinin tıkanması niçiniyle oluşan enfeksiyona da ‘iç arpacık’ ismi veriliyor. Arpacık bulaşıcı değildir. Oluşum düzeneği son derece sıradantir. Göz kapağındaki yağ bezleri salgısının yavaşlaması yahut durmasıyla bir arada kirpik tabanlarında bulunan bakteriler çoğalarak küçük lokal bir apse oluşumuna yol açar. En sık da stafilokokos auerus isimli bakteri bu enfeksiyona niye olur” diyor.
Diyabeti olanlar dikkat
Oluşumundan bakteriler sorumlu olsalar da, kimi hastalıklar arpacık riskini artırıyor. Seboreik dermatit, rozesea, diyabet ve lipit yüksekliği olanlarda arpacığın görülme oranının yüksek olduğunu kaydeden Prof. Dr. Müslime Akbaba, beden direncinin düşüklüğü, çok yorgunluk ve uykusuzluğun yanı sıra bioritmin bozulmasının da tetikleyici etmen olduğunu söz ediyor. “Çocuklarda düzeltilmemiş yüksek hipermetropi, astigmat üzere görme bozuklukları var ise bir daha arpacık oluşma riski artar” diye konuşan Prof. Dr. Müslime Akbaba, kelamlarına şu biçimde devam ediyor: “Arpacık akut bir durumdur. Ansızın göz kapağında ağrı ile başlayan ödem ve kızarıklık olur. Ağrı bir iki gün içerisinde geçerken, şişlik ve kızarıklık devam eder. Dış arpacıkta kapak kenarındaki şişlik fazlaca barizdir. Enfeksiyonun şiddetine bağlı olarak apseleşip bizatihi dışa akabilir. İç arpacıkta ise kapağın ortasında kızarıklık ve şişlik daha belirgindir”
Sıcak kompresli masaj düzgün geliyor
Arpacığın kesin tanısı göz tabipleri tarafınca konuyor. Çok küçük ve sıradan olan cinslerinin resen geçmesine rağmen, erken medikal tedavi ile hastalığın daha fazlaca denetim altına alınabileceğine dikkat çeken Prof. Dr. Müslime Akbaba, “Sıcak kompresli masaj çok faal bir tedavi prosedürüdür. Sıcak kompres, sertleşmiş dokunun yumuşamasını ve akmasını sağlar. Ayrıyeten bebek şampuanı yahut blefarit tedavisi için üretilen solüsyonlar da hem antibakteriyel tesirleriyle birebir vakitte tıkanmış bezdeki kalıntıları temizleyerek tedaviye yardımcı olabilirler. Lakin sıcak kompres ve solüsyon ile masaj, hastalığı tedavi etmede kâfi değildir. Topikal antibiyotikli damla ya da pomadların kullanılmaları tedavi müddetini kısaltabilir ve apseleşmeyi önleyebilir” diyor. Ayrıyeten topikal kortizonlu göz damlalarının kısa müddetli kullanmasıyla enfeksiyonun daha çabuk geçebileceğini kaydeden Prof. Dr. Müslime Akbaba, arpacık fazlaca büyük olmadıkça sistemik antibiyotik kullanmaya gerek olmadığını belirtiyor.
Arpacığın apseleşmesi, yani iltihaplı sıvı birikimi haline gelmesi durumunda kesinlikle boşaltılması gerekiyor. Apse boşaltımının hastane şartlarında yapılması gerektiğine dikkat çeken Prof. Dr. Müslime Akbaba, “Hasta çocuk değilse genel anestezi ve genel ameliyathane şartları gerekli değildir. Göz kapağı uyuşturularak ayaktan yapılan sıradan bir teşebbüs şeklidir” diyor.
Tedavide sarımsağın yeri yok
Halk içinde arpacığa sarımsak sürmenin güzel geleceğine dair bir inanış var. Lakin çağdaş tıbbi uygulamalarda, arpacık tedavisinde sarımsak kullanmasının yer almadığını belirten Prof. Dr. Müslime Akbaba, “Bebek şampuanlarının, gözü rahatsız etmeyen uygun pH kıymetlerinden dolayı sulandırılarak kullanılmaları, antibakteriyel tesirleriyle faydalı olabilir. İçeriğinde yüzde 7.5 ve daha yüksek oranda çay ağacı ekstresi olan solüsyon yahut ıslak mendiller de bu gayeyle kullanılabilir. Lakin tek başına tedavi için kâfi değildir. Sıcak kompresin çay ya da olağan suyla yapılması içinde ise bir fark yoktur” diyor.
Hibya Haber Ajansı