- Katılım
- 30 May 2021
- Mesajlar
- 3,272
UTİB’in iki gün boyunca ‘Su ve Toprak’ ve ‘Hava ve Aralıklı Yakınlık’ temalarının işlendiği seminerine katılan ünlü Modacı Bahar Korçan, dünya genelinde 60 hasatlık toprak kaldığını belirterek dokuma başta olmak üzere tüm dalların sürdürülebilirliğe odaklanması gerektiğini söylemiş oldu. Korçan, üretim yapılırken etrafa ziyan vermeyecek formların seçilmesi gerektiğinin altını çizdi.
Uludağ Dokumacılık İhracatçıları Birliği (UTİB), iklim krizi ve pandemi niçiniyle değişen üretim süreçlerinin hazır giysi ve mesken dokuması kesimlerine tesirleri ile ilgili çevrimiçi seminer gerçekleştirdi. İki gün süren ve ünlü Moda Dizayncısı Bahar Korçan’ın sunumunu yaptığı seminerlerin birinci gününde ‘Su ve Toprak’ teması, ikinci gününde ise ‘Hava ve Aralı Yakınlık’ konusu işlendi. Seminerin açılışına, UTİB İdare Konseyi Lideri Pınar Taşdelen Engin de katıldı.
‘BU DÜNYA, BİZDEN daha sonraKİ NESİLLERİN’
Seminerin, kesimin geleceği için stratejik ehemmiyette olduğunu belirten UTİB İdare Heyeti Lideri Pınar Taşdelen Engin, “Bahar Korçan, sürdürülebilirlik ve tüketmeden üretmeyi odağına alan bir bedelli bir moda tasarımcımız. Bu sunum için en uygun kişinin kendisi olduğunu düşündük. Bugün ortasında bulunduğumuz noktada anahtar sözümüz, sürdürülebilirlik. Dokumada ülke olarak Avrupa’nın en büyük üreticisi ve tedarikçisi pozisyonundayız. İklim değişikliği alanında yapılabilecekleri sırf ticari telaşlarla gündemimize almamalıyız. Geleceğimizi kurtarmak için ihtimamlı davranmalı ve bu mevzuları gündemimizin birinci sırasına yazmalıyız. Unutmayalım ki bu dünya bizim değil, bizden daha sonraki nesillerin” diye konuştu.
‘TABİAT İLE İŞ BİRLİĞİ YAPMALIYIZ’
Moda Dizayncısı Bahar Korçan da, sürdürülebilir tasarım ve üretim yapmak isteyen dizayncılar ve UTİB vizyonunun tıpkı noktada buluşmasının epey değerli olduğunu belirterek, “Üretime başlarken seçilen materyallerin hayli değerli olduğunu bilmeliyiz. İnsanın tabiatla bağlantısının nerede bozulduğu, niye bozulduğu tarafındaki sorulara cevaplar bulmalıyız. Birleşmiş Milletler’in yayınladığı rapora nazaran, tüm dünyada 60 hasatlık toprak kaldı. Bu, epey korkutucu bir sayı. Zira toprak şayet olmazsa hiç bir şey olmayacak. Tüm bunlar niye başımıza geldi diye düşünmek, hepimizin sorumluluğu. Tabiatın en değerli kuralı, iş birliğidir. Biz tabiatla iş birliği içine girersek her şey düzelir. Şu an benimsenen tahrip edici anlayışı değiştirmemiz ve tabiatın hassasiyetini anlamamız gerekiyor. Dokuma dalı olarak da tabiattan aldıklarımızı ona nasıl geri verebileceğimizi düşünmek zorundayız. Sürdürülebilirlik hayli kıymetli bir söz ve içinin boşaltılmaması gerekiyor. Son kullanıcıların farkındalığa erişmesini sağlamamız hayati kıymet arz ediyor” sözlerini kullandı. Aktiflik sonunda Korçan, su ve toprak konusunda alanında uzman isimlerin çarpıcı açıklamalarının yer aldığı kısa sinemaları izleterek iştirakçilerin sorularını yanıtladı.
‘ÜRETİMDE ÇEVRECİ SİYASETLER İZLENMELİ’
Seminerin ikinci gününde de UTİB üyelerinin ağır iştiraki eşliğinde sunum yapan Bahar Korçan, şuurlu üretim konusuna dikkat çekerek “Verimliliği ve sürdürülebilirliği vazgeçilmez kabul etmemiz gerekiyor. Kaynağı yanlışsız kullanırsanız devamlılığınız olur ancak üretim yapmamız için gerekli olan kaynakları fikirsizce tükettiğimizde devamının gelmesi imkânsız. Günümüzde her üretici marka olmak istiyor ancak bu yanlış bir strateji zira bir marka olmak demek köklerinizin sağlam bir emel ideolojisine dayanması demektir. Bir parçayı tabiattan alıp üretim yapıyorsanız yerine kesinlikle koymanız gereken şeyler olmalı. niye çiziyorum diye düşünebilmeli dizayncı. Bu çizdiğim nereye gidecek, gelişi ve yok oluşunu sorgulamalı. Sırf bir beyaz tişört üretilirken kullanılan su, bir kişinin 3 yıllık içme suyuna tekabül ediyor. Bunun hassaslığı herkes tarafınca benimsenmeli ve üretimde çevreci siyasetler izlenmeli. Türk dokuma bölümü olarak bize epey fazla nazaranv düşüyor. Bir kişinin bile bu değişimi göstermesi zincirleme bir tepkiyle olumlu sonuçlar doğuracaktır” dedi. Hava kirliliği ve aralıklı yakınlık temasıyla ilgili olarak da alanında uzman isimlerin görüşlerinden derlenen sineması iştirakçilere izleten Korçan, seminer sonunda soruları yanıtladı.
Hibya Haber Ajansı
Uludağ Dokumacılık İhracatçıları Birliği (UTİB), iklim krizi ve pandemi niçiniyle değişen üretim süreçlerinin hazır giysi ve mesken dokuması kesimlerine tesirleri ile ilgili çevrimiçi seminer gerçekleştirdi. İki gün süren ve ünlü Moda Dizayncısı Bahar Korçan’ın sunumunu yaptığı seminerlerin birinci gününde ‘Su ve Toprak’ teması, ikinci gününde ise ‘Hava ve Aralı Yakınlık’ konusu işlendi. Seminerin açılışına, UTİB İdare Konseyi Lideri Pınar Taşdelen Engin de katıldı.
‘BU DÜNYA, BİZDEN daha sonraKİ NESİLLERİN’
Seminerin, kesimin geleceği için stratejik ehemmiyette olduğunu belirten UTİB İdare Heyeti Lideri Pınar Taşdelen Engin, “Bahar Korçan, sürdürülebilirlik ve tüketmeden üretmeyi odağına alan bir bedelli bir moda tasarımcımız. Bu sunum için en uygun kişinin kendisi olduğunu düşündük. Bugün ortasında bulunduğumuz noktada anahtar sözümüz, sürdürülebilirlik. Dokumada ülke olarak Avrupa’nın en büyük üreticisi ve tedarikçisi pozisyonundayız. İklim değişikliği alanında yapılabilecekleri sırf ticari telaşlarla gündemimize almamalıyız. Geleceğimizi kurtarmak için ihtimamlı davranmalı ve bu mevzuları gündemimizin birinci sırasına yazmalıyız. Unutmayalım ki bu dünya bizim değil, bizden daha sonraki nesillerin” diye konuştu.
‘TABİAT İLE İŞ BİRLİĞİ YAPMALIYIZ’
Moda Dizayncısı Bahar Korçan da, sürdürülebilir tasarım ve üretim yapmak isteyen dizayncılar ve UTİB vizyonunun tıpkı noktada buluşmasının epey değerli olduğunu belirterek, “Üretime başlarken seçilen materyallerin hayli değerli olduğunu bilmeliyiz. İnsanın tabiatla bağlantısının nerede bozulduğu, niye bozulduğu tarafındaki sorulara cevaplar bulmalıyız. Birleşmiş Milletler’in yayınladığı rapora nazaran, tüm dünyada 60 hasatlık toprak kaldı. Bu, epey korkutucu bir sayı. Zira toprak şayet olmazsa hiç bir şey olmayacak. Tüm bunlar niye başımıza geldi diye düşünmek, hepimizin sorumluluğu. Tabiatın en değerli kuralı, iş birliğidir. Biz tabiatla iş birliği içine girersek her şey düzelir. Şu an benimsenen tahrip edici anlayışı değiştirmemiz ve tabiatın hassasiyetini anlamamız gerekiyor. Dokuma dalı olarak da tabiattan aldıklarımızı ona nasıl geri verebileceğimizi düşünmek zorundayız. Sürdürülebilirlik hayli kıymetli bir söz ve içinin boşaltılmaması gerekiyor. Son kullanıcıların farkındalığa erişmesini sağlamamız hayati kıymet arz ediyor” sözlerini kullandı. Aktiflik sonunda Korçan, su ve toprak konusunda alanında uzman isimlerin çarpıcı açıklamalarının yer aldığı kısa sinemaları izleterek iştirakçilerin sorularını yanıtladı.
‘ÜRETİMDE ÇEVRECİ SİYASETLER İZLENMELİ’
Seminerin ikinci gününde de UTİB üyelerinin ağır iştiraki eşliğinde sunum yapan Bahar Korçan, şuurlu üretim konusuna dikkat çekerek “Verimliliği ve sürdürülebilirliği vazgeçilmez kabul etmemiz gerekiyor. Kaynağı yanlışsız kullanırsanız devamlılığınız olur ancak üretim yapmamız için gerekli olan kaynakları fikirsizce tükettiğimizde devamının gelmesi imkânsız. Günümüzde her üretici marka olmak istiyor ancak bu yanlış bir strateji zira bir marka olmak demek köklerinizin sağlam bir emel ideolojisine dayanması demektir. Bir parçayı tabiattan alıp üretim yapıyorsanız yerine kesinlikle koymanız gereken şeyler olmalı. niye çiziyorum diye düşünebilmeli dizayncı. Bu çizdiğim nereye gidecek, gelişi ve yok oluşunu sorgulamalı. Sırf bir beyaz tişört üretilirken kullanılan su, bir kişinin 3 yıllık içme suyuna tekabül ediyor. Bunun hassaslığı herkes tarafınca benimsenmeli ve üretimde çevreci siyasetler izlenmeli. Türk dokuma bölümü olarak bize epey fazla nazaranv düşüyor. Bir kişinin bile bu değişimi göstermesi zincirleme bir tepkiyle olumlu sonuçlar doğuracaktır” dedi. Hava kirliliği ve aralıklı yakınlık temasıyla ilgili olarak da alanında uzman isimlerin görüşlerinden derlenen sineması iştirakçilere izleten Korçan, seminer sonunda soruları yanıtladı.
Hibya Haber Ajansı