Hipokrat, “Tüm hastalıklar bağırsakta başlar” der. Zira insanın sağlıklı bir biçimde hayatını sürdürmesi bağırsaklarda yaşayan, sayısı 100 trilyon ile 160 trilyon içinde değişen, ‘muhteşem canlı bir dünya’ ile mümkün oluyor. Kalın bağırsağın tek başına bedendeki tüm mikroorganizmaların yüzde 70’ini barındırdığını söyleyen Gülhane Eğitim ve Araştırma Hastanesi Gastroenteroloji Bilim Kısmı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Uygun, “Bu süper dünyanın elemanları birbirine saygılı bir halde yaşadığı sürece, hayat çok memnun ve sağlıklı bir biçimde devam ediyor. Ancak bağırsak mikrobiyotasında, sayısında ya da kalitesinde değişiklik olup çeşitli niçinlerle bir ya da birkaç cinsin hâkim hale gelmesi durumunda, birbirine eşit ve saygılı hayat bozuluyor ve biroldukça hastalık ortaya çıkıyor” dedi.
Prof. Dr. Ahmet Uygun
Bağırsak florasının antibiyotikler, diyet, yanlış beslenme, gerilim ve gerilim daha sonrası hormonal dengelerin değişmesi kararında bozulduğunu aktaran Prof. Dr. Ahmet Uygun, “Bozulan floranın tedavisi antibiyotikler, probiyotikler, prebiyotikler ve postbiyotikler ile yapılabiliyor. Lakin bu saydıklarımız hastada süreksiz bir düzgünleşme sağlıyor. Gerçek bağırsak flora değişimi ise dışkı nakli (gaita-fekal mikrobiyota transplantasyonu) ile mümkün oluyor” diye konuştu.
Dünyada birinci defa 4’üncü yüzyılda yapılan dışkı nakline 2013 yılında ABD Besin ve İlaç Dairesi (FDA) tarafınca onay verildi. Türkiye’deki birinci dışkı naklini 2015 yılının ocak ayında yapan Prof. Dr. Ahmet Uygun, daha sonrasında dünyada bir unsur imza attı ve gebe bir bayana dışkı nakli gerçekleştirdi. 33 yaşındaki A.D. o günleri şu biçimde anlattı:
“5 yıldır devam eden ülseratif kolit (iltihaplı bir bağırsak hastalığı) rahatsızlığım vardı. Bu süreçte fazlaca şiddetli ağrım oluyor ve tuvalete çıkma sıklığım artıyordu. Kıymetli derecede kanlı ishalim vardı. Hastalığım beni güçsüz bırakıyor, kanımı, demirimi ve potasyumumu düşürüyordu. Çağdaş tıbbın mevcut tüm tedavilerini kullandım lakin kalıcı bir sonuç alamadım. Yaptığım araştırmalar kararında hastalığımın dışkı nakliyle tedavi edilebileceğini gördüm. Birinci gaita naklim 2015 yılının eylül ayında yapıldı ve 2 yılı olağan bir biçimde geçirdim. 2017 yılının mayıs ayında yine kanlı ishalimin başlaması üzerine ikinci gaita naklim yapıldı. Gerçekleşen nakil daha sonrası rahatladım fakat birtakım şikayetlerimin devam etmesi üçüncü gaita naklimin yapılmasına karar verildi. Tedaviden tam karşılık alındı ve her şey olağana döndü. 2018 yılının eylül ayında ikinci çocuğuma gebe kaldım ve gebeliğimin üçüncü ayında hastalığım nüks etmesi kararında dördüncü gaita naklim gerçekleşti. 2019 yılının ağustos ayında çocuğumu dünyaya getirdim. Sağlıklı doğum yapmamın yanı sıra sağlıklı bir bağırsak florasına sahip oldum. Dışkı naklinin hiç bir zararıyla karşılaşmadım, tersine yararını gördüm.”
DIŞKI NAKLİ NEDİR VE NASIL YAPILIR?
Dışkı naklinin sağlıklı bir donörden alınan gaitanın çeşitli süreçlerden geçirilerek, alıcının gastrointestinal sistemine yerleştirilmesi biçiminde gerçekleştiğini anlatan Prof. Dr. Ahmet Uygun, “Öncelikle donörlerin günde ya da 2 günde 1 defa sağlıklı (yılan ya da sosis gibi) dışkılamaları kıymetli. daha sonrasında bütün laboratuvar testleri yapılır ve hiç bir hastalığı olmadığı tespit edilir. 17-40 yaşları içindeki sağlıklı bir donörden alınan gaita, çeşitli süreçlerden geçirildikten daha sonra ortasında yer alan 100-160 trilyon canlı (bakteri, virüs, mantar) mikroorganizmanın, hastanın bağırsağına ekilmesi formunda gerçekleştirilir. Dışkı nakli kolonoskopik sistemle yapılacaksa, alıcı işlemdilk evvelki gece yatmadan ishal yapıcılarla hazırlanır. Gaita, üstten ince bağırsağın üçte bir kısmına ya da kolonoskopi ile makattan girilerek, ince bağırsağın son kısmına temalır. Dışkı nakli yoluyla alıcının yeni bir hastalığa maruz kalmaması için, donörlerin hayli detaylı bir biçimde incelenmesi gerekiyor” açıklamalarını yaptı.
‘BİRÇOK HASTALIĞI TEDAVİ EDEBİLİYORUZ’
Dışkı naklinin obeziteden Kovid-19’a, Parkinson’dan kansere, diyabetten astıma ve kesin tedavisi olmayan Crohn üzere epey sayıda bağırsak hastalığından kurtulmada insanlığın yeni umudu olduğunu açıklayan Prof. Dr. Ahmet Uygun, “Sağlıksız dışkıyı atıyor, yerine fekal transplantasyon yani ‘dışkı nakli’ dediğimiz sağlıklı bağırsak florasını bırakıyoruz. bu türlü de biroldukça hastalığı tedavi edebiliyoruz” bilgisini paylaştı.
“Kişinin sağlıklı bir biçimde yaşamanı devam ettirebilmesi için ağızdan makata kadar gastrointestinal sisteminin iç yüzeyini döşeyen mukozanın bütünlüğü tam, savunma sistemi işlevleri kâfi ve sağlıklı bir bağırsak florasının olması gerekiyor. Bunlardan birisi eksik ya da yetersiz olursa, kesinlikle çeşitli derecelerde ve epey farklı hastalıklar ortaya çıkmaya başlar.” Prof. Dr. Ahmet Uygun
MUTLULUĞUN YÜZDE 88’İ BAĞIRSAKTA
Bağırsaktaki bozuklukların nörolojik hastalıklara da sebep olabileceğini belirten Prof. Dr. Ahmet Uygun, mutluluğu sağlayan serotonin hormonun yüzde 88’inin, dopaminin yüzde 57’sinin bağırsaklarla ilişkisi olduğunu dile getirdi.
Uygun, bağırsak mikrobiyotasının bozulmasıyla ortaya çıkan bir epey rahatsızlıkta dışkı nakli uyguladıkları söz ederek kimilerini şu biçimde sıraladı: “Ülseratif kolit ve Crohn üzere bağırsak hastalıklarında, irritabl bağırsak sendromunda, kronik ishal ve kronik kabızlıkta, Tip-1 ve Tip-2 diyabette, insülin direncinde, demansta, depresyon ve his bozukluğunda, oldukcalu ilaçlara dirençli organizma enfeksiyonlarında, egzama, alerjik rinit, astım ve Kovid-19 enfeksiyonuna bağlı gelişen birtakım meşakkatlerin tedavisinde.”
Prof. Dr. Ahmet Uygun
Bağırsak florasının antibiyotikler, diyet, yanlış beslenme, gerilim ve gerilim daha sonrası hormonal dengelerin değişmesi kararında bozulduğunu aktaran Prof. Dr. Ahmet Uygun, “Bozulan floranın tedavisi antibiyotikler, probiyotikler, prebiyotikler ve postbiyotikler ile yapılabiliyor. Lakin bu saydıklarımız hastada süreksiz bir düzgünleşme sağlıyor. Gerçek bağırsak flora değişimi ise dışkı nakli (gaita-fekal mikrobiyota transplantasyonu) ile mümkün oluyor” diye konuştu.
Dünyada birinci defa 4’üncü yüzyılda yapılan dışkı nakline 2013 yılında ABD Besin ve İlaç Dairesi (FDA) tarafınca onay verildi. Türkiye’deki birinci dışkı naklini 2015 yılının ocak ayında yapan Prof. Dr. Ahmet Uygun, daha sonrasında dünyada bir unsur imza attı ve gebe bir bayana dışkı nakli gerçekleştirdi. 33 yaşındaki A.D. o günleri şu biçimde anlattı:
“5 yıldır devam eden ülseratif kolit (iltihaplı bir bağırsak hastalığı) rahatsızlığım vardı. Bu süreçte fazlaca şiddetli ağrım oluyor ve tuvalete çıkma sıklığım artıyordu. Kıymetli derecede kanlı ishalim vardı. Hastalığım beni güçsüz bırakıyor, kanımı, demirimi ve potasyumumu düşürüyordu. Çağdaş tıbbın mevcut tüm tedavilerini kullandım lakin kalıcı bir sonuç alamadım. Yaptığım araştırmalar kararında hastalığımın dışkı nakliyle tedavi edilebileceğini gördüm. Birinci gaita naklim 2015 yılının eylül ayında yapıldı ve 2 yılı olağan bir biçimde geçirdim. 2017 yılının mayıs ayında yine kanlı ishalimin başlaması üzerine ikinci gaita naklim yapıldı. Gerçekleşen nakil daha sonrası rahatladım fakat birtakım şikayetlerimin devam etmesi üçüncü gaita naklimin yapılmasına karar verildi. Tedaviden tam karşılık alındı ve her şey olağana döndü. 2018 yılının eylül ayında ikinci çocuğuma gebe kaldım ve gebeliğimin üçüncü ayında hastalığım nüks etmesi kararında dördüncü gaita naklim gerçekleşti. 2019 yılının ağustos ayında çocuğumu dünyaya getirdim. Sağlıklı doğum yapmamın yanı sıra sağlıklı bir bağırsak florasına sahip oldum. Dışkı naklinin hiç bir zararıyla karşılaşmadım, tersine yararını gördüm.”
DIŞKI NAKLİ NEDİR VE NASIL YAPILIR?
Dışkı naklinin sağlıklı bir donörden alınan gaitanın çeşitli süreçlerden geçirilerek, alıcının gastrointestinal sistemine yerleştirilmesi biçiminde gerçekleştiğini anlatan Prof. Dr. Ahmet Uygun, “Öncelikle donörlerin günde ya da 2 günde 1 defa sağlıklı (yılan ya da sosis gibi) dışkılamaları kıymetli. daha sonrasında bütün laboratuvar testleri yapılır ve hiç bir hastalığı olmadığı tespit edilir. 17-40 yaşları içindeki sağlıklı bir donörden alınan gaita, çeşitli süreçlerden geçirildikten daha sonra ortasında yer alan 100-160 trilyon canlı (bakteri, virüs, mantar) mikroorganizmanın, hastanın bağırsağına ekilmesi formunda gerçekleştirilir. Dışkı nakli kolonoskopik sistemle yapılacaksa, alıcı işlemdilk evvelki gece yatmadan ishal yapıcılarla hazırlanır. Gaita, üstten ince bağırsağın üçte bir kısmına ya da kolonoskopi ile makattan girilerek, ince bağırsağın son kısmına temalır. Dışkı nakli yoluyla alıcının yeni bir hastalığa maruz kalmaması için, donörlerin hayli detaylı bir biçimde incelenmesi gerekiyor” açıklamalarını yaptı.
‘BİRÇOK HASTALIĞI TEDAVİ EDEBİLİYORUZ’
Dışkı naklinin obeziteden Kovid-19’a, Parkinson’dan kansere, diyabetten astıma ve kesin tedavisi olmayan Crohn üzere epey sayıda bağırsak hastalığından kurtulmada insanlığın yeni umudu olduğunu açıklayan Prof. Dr. Ahmet Uygun, “Sağlıksız dışkıyı atıyor, yerine fekal transplantasyon yani ‘dışkı nakli’ dediğimiz sağlıklı bağırsak florasını bırakıyoruz. bu türlü de biroldukça hastalığı tedavi edebiliyoruz” bilgisini paylaştı.
“Kişinin sağlıklı bir biçimde yaşamanı devam ettirebilmesi için ağızdan makata kadar gastrointestinal sisteminin iç yüzeyini döşeyen mukozanın bütünlüğü tam, savunma sistemi işlevleri kâfi ve sağlıklı bir bağırsak florasının olması gerekiyor. Bunlardan birisi eksik ya da yetersiz olursa, kesinlikle çeşitli derecelerde ve epey farklı hastalıklar ortaya çıkmaya başlar.” Prof. Dr. Ahmet Uygun
MUTLULUĞUN YÜZDE 88’İ BAĞIRSAKTA
Bağırsaktaki bozuklukların nörolojik hastalıklara da sebep olabileceğini belirten Prof. Dr. Ahmet Uygun, mutluluğu sağlayan serotonin hormonun yüzde 88’inin, dopaminin yüzde 57’sinin bağırsaklarla ilişkisi olduğunu dile getirdi.
Uygun, bağırsak mikrobiyotasının bozulmasıyla ortaya çıkan bir epey rahatsızlıkta dışkı nakli uyguladıkları söz ederek kimilerini şu biçimde sıraladı: “Ülseratif kolit ve Crohn üzere bağırsak hastalıklarında, irritabl bağırsak sendromunda, kronik ishal ve kronik kabızlıkta, Tip-1 ve Tip-2 diyabette, insülin direncinde, demansta, depresyon ve his bozukluğunda, oldukcalu ilaçlara dirençli organizma enfeksiyonlarında, egzama, alerjik rinit, astım ve Kovid-19 enfeksiyonuna bağlı gelişen birtakım meşakkatlerin tedavisinde.”