- Katılım
- 30 May 2021
- Mesajlar
- 2,935
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), Türk lirasındaki paha kaybının tarihi düzeylere ulaşması daha sonrası piyasalara satım tarafından iki defa direkt müdahale etti. Bu müdahalelerin birincisi 1 milyar dolar, ikincisi 300 milyon dolar seviyesindeydi.
Tüm bunlara karşın dolar 13, euro 15 liranın üzerinde seyretmeye devam ediyor. Bunda bilhassa Merkez’in faiz indirimine devam edileceğine yönelik sinyaller ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ekonomistlerce ‘temel öğretiye aykırı’ bulunan ‘faiz sebep, enflasyon neticedir’ tezini çoğunlukla bir dahalemesi tesirli oluyor.
Yeniçağ gazetesi muharriri Cihan İhtilal Zelyut da bu kapsamda “Erdoğan o denli uçuk işler deniyor ki geçmiş iktisat teorilerine bakarak yorumlamak kimi yerde yetmiyor. Yarattığı kaosun yeni yorumlara gereksinimi var” görüşünü lisana getirdi.
Zelyut, Erdoğan’ın ihracat stratejisinin bir plan ya da şuurlu tercih olmadığını ileri sürerek “Ekonomi idaresi dışa bağlı sistemle rezervleri bitirmiş, yandaşlarına 3-5 maaş, huzur hakları, kâr hisseleri ile bütçe istikrarını bozmuştur. Borç 2018’den bugüne tüm Cumhuriyet tarihinden yapılan borcun iki katına çıkarak 2,2 trilyon TL olmuştur” tabirini kullandı. Devamında Cumhurbaşkanı’nın Katar’a yönelik ziyaretine değinerek şunları kaydetti:
‘MERKEZ’İN ELİNDEKİ SONLU DÖVİZİN TÜKENMEYE BAŞLADIĞINI, İKİNCİ MÜDAHALENİN ÖLÇÜSÜNDEN ANLADIK’
“Hatırlayın bu artışı durdurmak için geçen hafta Merkez Bankası iki sefer piyasaya müdahale etti. Birincisinde 1 milyar dolar satıldı. Kur 13,68’den 12,42’ye kadar geriledi lakin daha sonra tekrar 13 üstüne attı. Zira Erdoğan faiz indirmekten vazgeçmeyeceğini İzmir ve Ankara’da yaptığı konuşmalarda halka ilan etti.
Merkez’in ikinci müdahalesinde ise artık rezervler eksi olduğu için, eldeki sonlu dövizin tükenmeye başladığını, yapılan müdahale ölçüsünden anladık. Bu sefer 300 milyon dolar ile müdahale edildi lakin kur bana mısın demedi. 13 üstündeki harekete devam etti.”
ERDOĞAN NE DEMİŞTİ?
Zelyut, bu noktada Erdoğan’ın Şirvan Barajı ve hidroelektrik santrali açılışında yaptığı konuşmada “Kur dalgalanmalarını makul ve istikrarlı bir çizgiye oturtacağız. Bunları aşacağız. Önümüzdeki yılın birinci aylarından itibaren iktisatta gelişmiş ülkeler standartlarını yakaladığımız bir düzeye ulaştığımızı nazaranceğiz” söylemiş olduğini hatırlattı.
“Peki ıslahatlar olmadan birinci basamakta kurda istikrar nasıl sağlanır? olağan olarak ki yabancı bir nakit girişi ile” diyen Zelyut, akabinde şunları lisana getirdi:
“Bakın burada Erdoğan’ın büyük bir çaresizliği var. Erdoğan kuru mevcut çift hanede tutmaya çalışıyor, 17/18 olmaması için umut ediyor. Yani her türlü badire büyük. O denli, gelişmiş ülke olacağız diyerek olunmuyor. Hele kuru istikrarda tutmak o da farklı bir zorluk. Pekala kuru 12/13’de tutmak AKP’ye zafer getirir mi? Katiyen hayır. Lakin durumun daha makus bir hâl almasını önlemek gerekiyor. İşte burada Erdoğan’ın dolarda ‘6-7 Aralık Planı’ devreye giriyor.
‘PİYASALARDAKİ YANGIN SARAY’A SIÇRAMADAN BİRAZ NAKİT GETİRİLECEK’
Aslında bu Erdoğan’ın eski bir taktiği. Erdoğan 6-7 Aralık’ta Katar’a gidiyor. bu biçimdece dost Katar Buyruğu’ndan piyasalardaki yangın Saray’a sıçramadan biraz nakit getirilecek…
Erdoğan’ın ziyareti ile hem Katar Buyruğu’ndan tıpkı vakitte Türkiye’de milyarlarca dolar vurup dışarıya istifleyen o malum kısımdan de (Hollanda basınında yazdığı üzere!) bir giriş başlatılacağını değerlendiriyorum.
‘AYIN 10’U İTİBARİYLE KURA BASACAKLAR’
Ayın 10’u prestiji ile kura basacaklar. Lakin bu baskı en çok ay sonuna kadar dayanır daha sonrasında kurun bir daha kafayı kaldıracağını izleyeceğiz zira:
1-Türkiye’nin dış borç ödemeleri ve ithalata dayalı üretim biçimi tam gaz devam ederek dövize talebi kesmiyor.
2-Faiz indirimleri durmayacak bu da Lira’dan Dolara geçişi daima kılacak.
3-En değerlisi Amerika’da FED ve Hazine yetkilileri piyasaya dayanak için verdikleri parayı ‘hızlı’ bir biçimde azaltma sonucunı tartışıyorlar. Zira Amerika’da enflasyon idaresi rahatsız etmeye başladı. Orada otoriteler oturup bir musibetin büyümesini izlemezler. Derhal müdahale eder, yılanın başını küçükken ezerler.
FED verdiği takviyesi kıstıktan daha sonra 2022 bahar aylarında birinci faiz artırımını yapmayı planlıyor. Kurmaylar bu takvimi artık konuşalım diyorlar. Evet, resmen faiz ABD’de hangi ay artacak durumuna geldik.
‘KATAR PARALARININ KURU TUTAMADIĞINI TEST ETTİK’
Pekala FED faizi artarken, Türk faizi düşerken, Katar’dan, BAE’den, ya da malum şahısların paraları ile kur bırakın düşmeyi, istikrar bulur mu? Erdoğan’ın operasyonu başarılı olur mu? Bence olmaz. Geçmişte salgın ve FED faiz artışı ortada yokken, Türkiye’nin dışa bağlı sistemi sebebi ile Katar paralarının kuru tutamadığını test ettik.
Bütün bu gelişmelere Türk tarım ve endüstrisindeki yapısal problemleri, enflasyonun tam gaz gidişini, Omicron varyant virüsü ile tedarik zahmetlerinin eskisi üzere olmasa da karşımıza geleceğini, en azından emtia meblağlarında sorunun global enflasyonu devam ettireceğini de koymayı unutmayalım.
‘ESAS OĞLANIN GİRDİĞİ YOL VE YAPTIKLARI YANLIŞ’
Kelamın özü 10-30 Aralık’ta Katar’dan gelecek para ile bir ölçü düşecek kuru alım fırsatı olarak görüp, dolar toplayacak hane halkı ve firma sahiplerini izleyeceğiz. Lakin sinemanın sonu ne yazık ki keyifli bitmeyecek; zira temel oğlanın girdiği yol ve yaptıkları baştan sona yanlış.”
Tüm bunlara karşın dolar 13, euro 15 liranın üzerinde seyretmeye devam ediyor. Bunda bilhassa Merkez’in faiz indirimine devam edileceğine yönelik sinyaller ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ekonomistlerce ‘temel öğretiye aykırı’ bulunan ‘faiz sebep, enflasyon neticedir’ tezini çoğunlukla bir dahalemesi tesirli oluyor.
Yeniçağ gazetesi muharriri Cihan İhtilal Zelyut da bu kapsamda “Erdoğan o denli uçuk işler deniyor ki geçmiş iktisat teorilerine bakarak yorumlamak kimi yerde yetmiyor. Yarattığı kaosun yeni yorumlara gereksinimi var” görüşünü lisana getirdi.
Zelyut, Erdoğan’ın ihracat stratejisinin bir plan ya da şuurlu tercih olmadığını ileri sürerek “Ekonomi idaresi dışa bağlı sistemle rezervleri bitirmiş, yandaşlarına 3-5 maaş, huzur hakları, kâr hisseleri ile bütçe istikrarını bozmuştur. Borç 2018’den bugüne tüm Cumhuriyet tarihinden yapılan borcun iki katına çıkarak 2,2 trilyon TL olmuştur” tabirini kullandı. Devamında Cumhurbaşkanı’nın Katar’a yönelik ziyaretine değinerek şunları kaydetti:
‘MERKEZ’İN ELİNDEKİ SONLU DÖVİZİN TÜKENMEYE BAŞLADIĞINI, İKİNCİ MÜDAHALENİN ÖLÇÜSÜNDEN ANLADIK’
“Hatırlayın bu artışı durdurmak için geçen hafta Merkez Bankası iki sefer piyasaya müdahale etti. Birincisinde 1 milyar dolar satıldı. Kur 13,68’den 12,42’ye kadar geriledi lakin daha sonra tekrar 13 üstüne attı. Zira Erdoğan faiz indirmekten vazgeçmeyeceğini İzmir ve Ankara’da yaptığı konuşmalarda halka ilan etti.
Merkez’in ikinci müdahalesinde ise artık rezervler eksi olduğu için, eldeki sonlu dövizin tükenmeye başladığını, yapılan müdahale ölçüsünden anladık. Bu sefer 300 milyon dolar ile müdahale edildi lakin kur bana mısın demedi. 13 üstündeki harekete devam etti.”
ERDOĞAN NE DEMİŞTİ?
Zelyut, bu noktada Erdoğan’ın Şirvan Barajı ve hidroelektrik santrali açılışında yaptığı konuşmada “Kur dalgalanmalarını makul ve istikrarlı bir çizgiye oturtacağız. Bunları aşacağız. Önümüzdeki yılın birinci aylarından itibaren iktisatta gelişmiş ülkeler standartlarını yakaladığımız bir düzeye ulaştığımızı nazaranceğiz” söylemiş olduğini hatırlattı.
“Peki ıslahatlar olmadan birinci basamakta kurda istikrar nasıl sağlanır? olağan olarak ki yabancı bir nakit girişi ile” diyen Zelyut, akabinde şunları lisana getirdi:
“Bakın burada Erdoğan’ın büyük bir çaresizliği var. Erdoğan kuru mevcut çift hanede tutmaya çalışıyor, 17/18 olmaması için umut ediyor. Yani her türlü badire büyük. O denli, gelişmiş ülke olacağız diyerek olunmuyor. Hele kuru istikrarda tutmak o da farklı bir zorluk. Pekala kuru 12/13’de tutmak AKP’ye zafer getirir mi? Katiyen hayır. Lakin durumun daha makus bir hâl almasını önlemek gerekiyor. İşte burada Erdoğan’ın dolarda ‘6-7 Aralık Planı’ devreye giriyor.
‘PİYASALARDAKİ YANGIN SARAY’A SIÇRAMADAN BİRAZ NAKİT GETİRİLECEK’
Aslında bu Erdoğan’ın eski bir taktiği. Erdoğan 6-7 Aralık’ta Katar’a gidiyor. bu biçimdece dost Katar Buyruğu’ndan piyasalardaki yangın Saray’a sıçramadan biraz nakit getirilecek…
Erdoğan’ın ziyareti ile hem Katar Buyruğu’ndan tıpkı vakitte Türkiye’de milyarlarca dolar vurup dışarıya istifleyen o malum kısımdan de (Hollanda basınında yazdığı üzere!) bir giriş başlatılacağını değerlendiriyorum.
‘AYIN 10’U İTİBARİYLE KURA BASACAKLAR’
Ayın 10’u prestiji ile kura basacaklar. Lakin bu baskı en çok ay sonuna kadar dayanır daha sonrasında kurun bir daha kafayı kaldıracağını izleyeceğiz zira:
1-Türkiye’nin dış borç ödemeleri ve ithalata dayalı üretim biçimi tam gaz devam ederek dövize talebi kesmiyor.
2-Faiz indirimleri durmayacak bu da Lira’dan Dolara geçişi daima kılacak.
3-En değerlisi Amerika’da FED ve Hazine yetkilileri piyasaya dayanak için verdikleri parayı ‘hızlı’ bir biçimde azaltma sonucunı tartışıyorlar. Zira Amerika’da enflasyon idaresi rahatsız etmeye başladı. Orada otoriteler oturup bir musibetin büyümesini izlemezler. Derhal müdahale eder, yılanın başını küçükken ezerler.
FED verdiği takviyesi kıstıktan daha sonra 2022 bahar aylarında birinci faiz artırımını yapmayı planlıyor. Kurmaylar bu takvimi artık konuşalım diyorlar. Evet, resmen faiz ABD’de hangi ay artacak durumuna geldik.
‘KATAR PARALARININ KURU TUTAMADIĞINI TEST ETTİK’
Pekala FED faizi artarken, Türk faizi düşerken, Katar’dan, BAE’den, ya da malum şahısların paraları ile kur bırakın düşmeyi, istikrar bulur mu? Erdoğan’ın operasyonu başarılı olur mu? Bence olmaz. Geçmişte salgın ve FED faiz artışı ortada yokken, Türkiye’nin dışa bağlı sistemi sebebi ile Katar paralarının kuru tutamadığını test ettik.
Bütün bu gelişmelere Türk tarım ve endüstrisindeki yapısal problemleri, enflasyonun tam gaz gidişini, Omicron varyant virüsü ile tedarik zahmetlerinin eskisi üzere olmasa da karşımıza geleceğini, en azından emtia meblağlarında sorunun global enflasyonu devam ettireceğini de koymayı unutmayalım.
‘ESAS OĞLANIN GİRDİĞİ YOL VE YAPTIKLARI YANLIŞ’
Kelamın özü 10-30 Aralık’ta Katar’dan gelecek para ile bir ölçü düşecek kuru alım fırsatı olarak görüp, dolar toplayacak hane halkı ve firma sahiplerini izleyeceğiz. Lakin sinemanın sonu ne yazık ki keyifli bitmeyecek; zira temel oğlanın girdiği yol ve yaptıkları baştan sona yanlış.”