MERT İNAN- Avrupa Diyabet Derneği ve Avrupa Obezite Derneği’nin geçtiğimiz haftalarda düşük karbonhidratlı ‘ketojenik’ diyetler ile aralıklı açlık (oruç) çeşidi uygulamaların obezite ve diyabet tedavisinde etkisiz olduğuna yönelik duyurularından daha sonra, Diyabetli Çocuklar Vakfı Lideri Prof. Dr. Şükrü Hatun, düşük karbonhidrat diyeti uygulanan çocukların gelişmeninin durduğu ihtarında bulundu.
Prof. Dr. Hatun, toplumsal medya üzerinden bir ekip şahıslar tarafınca pazarlanmaya çalışan ketojenik diyetlerin yeme bozukluğu riskine niye olacak riskler barındırdığını belirterek, “Geçen haftalarda Malatya’dan gelen 9 yaşında bir kız gördüm. Bir yıldır açlık kan şekeri olağan düzeyde bulunmasına rağmen uzmanlık alanı haricinde unvanlar kullanan bir aile tabibi tarafınca prediyabet denilerek boş yere epey düşük karbonhidratlı diyet verilmiş. İnanmayacaksınız ancak boş yere çocuğun hiç bir şeyi yokken, diyet yaptırılmaya yönlendirilmiş. Çocukcağız, ‘artık diyet yapmayacaksın’ kelamı ile havalara uçtu. Lütfen çocuklarınızı kendi uzmanlık alanı haricinde hasta bakan şahıslardan, çocuklara bakan erişkin uzmanlarından ve işlevsel tıp üzere unvanlar kullanan bireylerden de koruyun” dedi.
100 gramdan az zararlı
Çocuklara günde 100 gram altında karbonhidrat verilmesinin ziyanlı olduğunu söyleyen Prof. Hatun, şunları söylemiş oldu:
“Çok düşük karbonhidrat içeren diyetler önerilen bu çocukların bir süre kan şekerlerinin olağan seyrettiğini ve insülin muhtaçlıklarının fazlaca azaldığını; ancak daha sonra büyümelerinin bariz biçimde yavaşladığını, ketonlarının yükseldiğini, cansız, neşesiz, zayıf hale geldiklerini gözlemledim. hiç birimiz çocukların, bilhassa de diyabetli çocukların yüksek karbonhidratlı beslenmesinden yana değiliz lakin çocuklara günde en az 100 gram altında karbonhidrat verilmesinin de kesin olarak ziyanlı olduğunu söylemek isterim. Düşük karbonhidratlı beslenmek, trafikte aykırı tarafa girmek üzeredir. Tip 1 diyabetli çocukların aileleri, glukoz denetimindeki kuvvetlikleri yenmek için, birilerinin teklifleri yahut kulaktan dolma bilgilerle çocuklarına verdikleri karbonhidrat ölçüsünü giderek azaltıyorlar. esasen insülin eksikliği niçiniyle birfazlaca dokusuna glukoz girişi yetersiz olan bir çocuğun, bir de dışardan verilen karbonhidratını uygunca kısmak (eksojen açlık), ikinci sefer aç bırakma manasına geliyor. Bu durum bir süre daha sonra keton birikimine ve kronik biyolojik gerilime niye oluyor. Düşük yahut epey düşük karbonhidratlı diyetler, çocuk ve adolesanların besinlerle ilgisini, giderek iştah merkezinin işlevlerini bozarak yeme bozukları ve bunun ileri formu olan ‘Anoreksiya Nevrozaya’ yer hazırlıyor.”
Prof. Dr. Hatun, toplumsal medya üzerinden bir ekip şahıslar tarafınca pazarlanmaya çalışan ketojenik diyetlerin yeme bozukluğu riskine niye olacak riskler barındırdığını belirterek, “Geçen haftalarda Malatya’dan gelen 9 yaşında bir kız gördüm. Bir yıldır açlık kan şekeri olağan düzeyde bulunmasına rağmen uzmanlık alanı haricinde unvanlar kullanan bir aile tabibi tarafınca prediyabet denilerek boş yere epey düşük karbonhidratlı diyet verilmiş. İnanmayacaksınız ancak boş yere çocuğun hiç bir şeyi yokken, diyet yaptırılmaya yönlendirilmiş. Çocukcağız, ‘artık diyet yapmayacaksın’ kelamı ile havalara uçtu. Lütfen çocuklarınızı kendi uzmanlık alanı haricinde hasta bakan şahıslardan, çocuklara bakan erişkin uzmanlarından ve işlevsel tıp üzere unvanlar kullanan bireylerden de koruyun” dedi.
100 gramdan az zararlı
Çocuklara günde 100 gram altında karbonhidrat verilmesinin ziyanlı olduğunu söyleyen Prof. Hatun, şunları söylemiş oldu:
“Çok düşük karbonhidrat içeren diyetler önerilen bu çocukların bir süre kan şekerlerinin olağan seyrettiğini ve insülin muhtaçlıklarının fazlaca azaldığını; ancak daha sonra büyümelerinin bariz biçimde yavaşladığını, ketonlarının yükseldiğini, cansız, neşesiz, zayıf hale geldiklerini gözlemledim. hiç birimiz çocukların, bilhassa de diyabetli çocukların yüksek karbonhidratlı beslenmesinden yana değiliz lakin çocuklara günde en az 100 gram altında karbonhidrat verilmesinin de kesin olarak ziyanlı olduğunu söylemek isterim. Düşük karbonhidratlı beslenmek, trafikte aykırı tarafa girmek üzeredir. Tip 1 diyabetli çocukların aileleri, glukoz denetimindeki kuvvetlikleri yenmek için, birilerinin teklifleri yahut kulaktan dolma bilgilerle çocuklarına verdikleri karbonhidrat ölçüsünü giderek azaltıyorlar. esasen insülin eksikliği niçiniyle birfazlaca dokusuna glukoz girişi yetersiz olan bir çocuğun, bir de dışardan verilen karbonhidratını uygunca kısmak (eksojen açlık), ikinci sefer aç bırakma manasına geliyor. Bu durum bir süre daha sonra keton birikimine ve kronik biyolojik gerilime niye oluyor. Düşük yahut epey düşük karbonhidratlı diyetler, çocuk ve adolesanların besinlerle ilgisini, giderek iştah merkezinin işlevlerini bozarak yeme bozukları ve bunun ileri formu olan ‘Anoreksiya Nevrozaya’ yer hazırlıyor.”