Atatürk, bu notlarında, şu görüşleri kaleme alıyordu: “Ordularımız 9 Eylül 1919 sabahı ve bir daha 9 Eylül 1919 akşamı Bursa’yı zaferle kurtardılar. Akdeniz, askerlerimizin zafer müzikleriyle dalgalanıyor. Asya imparatorluğuna yeltenen küstah bir düşmanın savaş meydanlarına gelmek yüreğinde bulunan ordu kumandanları ile kumanda heyetleri günlerden beri Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümetinin savaş esiri bulunuyorlar. Düşmanın başkumandan atadığı General Trikopis, birfazlaca gece ve gündüz umutsuzca savaştıktan ve her kurtuluş dermanını denedikten daha sonra sonuçta, buyruğundaki generaller ve kurmayları ve kumanda ettiği ordunun elinde kalabilen artıklarıyla teslim oldu. Şayet Yunan Hükümdarı da bugün esirlerimiz içinde bulunmuyorsa bu hükümdarların belirleyici özellikleri yalnız milletlerinin cümbüşlerine katılmak olduğundan, savaş alanlarının felaketli günlerinde onların saraylarından diğer bir şey düşünmemek huylarındandır.”
Aralıksız takip
“Batı fabrikalarının çelik zırhlarıyla kapanarak büyük Yunan orduları artık Anadolu dağlarında subayları tarafınca terk edilmiş zavallı sürüler, cinayetlerinden ürkerek kudurmuş kitleler ve ağaç tabanlarında kalmış güçsüz yaralılardan ibaret kaldı. Düşman ordularının savaş gereçlerinin neredeyse üçte ikisi topraklarımızdadır.
Düşmanın esirlerden diğer insan kaybının yüz binden ne kadar fazla olduğunu saptamak zordur. Ama resmî yetki ile milletimize müjdelerim ki bizim insan kaybımız, dörtte üçü yavaşça yaralı olmak üzere on bin bireye ulaşmaktadır. Büyük Türk Milleti, ordularımızın yetenek ve gücü düşmanlarımıza dehşet ve dostlarımıza itimat verecek bir olgunlukla gerçekleşti. Millet orduları on dört gün ortasında büyük bir düşman ordusunu yok ettiler. Dört yüz kilometrelik aralıksız bir takip yaptılar. Anadolu’daki bütün işgal altındaki topraklarımızı geri kurtardılar. Bu büyük zafer sırf senin eserindir. Büyük ve Soylu Türk Milleti, Anadolu’nun kurtuluş zaferini kutlarken sana İzmir ’den, Bursa’dan, Akdeniz ufuklarından ordularının selâmını da sunuyorum.”
Atatürk’ün kendi el yazısıyla kaleme aldığı ve Yapı Kredi Bankası arşivlerinde bulunan notları, Yücel Demirel’in hazırladığı “Atatürk/Belgeler, El yazısıyla Notlar, Yazışmalar” isimli kitapta bir ortaya getirilmiştir.
Süvarilerin Sincanlı Ovası’na inmesiyle Yunan Ordusu’nda çözülmeler başlamıştı.
Aralıksız takip
“Batı fabrikalarının çelik zırhlarıyla kapanarak büyük Yunan orduları artık Anadolu dağlarında subayları tarafınca terk edilmiş zavallı sürüler, cinayetlerinden ürkerek kudurmuş kitleler ve ağaç tabanlarında kalmış güçsüz yaralılardan ibaret kaldı. Düşman ordularının savaş gereçlerinin neredeyse üçte ikisi topraklarımızdadır.
Düşmanın esirlerden diğer insan kaybının yüz binden ne kadar fazla olduğunu saptamak zordur. Ama resmî yetki ile milletimize müjdelerim ki bizim insan kaybımız, dörtte üçü yavaşça yaralı olmak üzere on bin bireye ulaşmaktadır. Büyük Türk Milleti, ordularımızın yetenek ve gücü düşmanlarımıza dehşet ve dostlarımıza itimat verecek bir olgunlukla gerçekleşti. Millet orduları on dört gün ortasında büyük bir düşman ordusunu yok ettiler. Dört yüz kilometrelik aralıksız bir takip yaptılar. Anadolu’daki bütün işgal altındaki topraklarımızı geri kurtardılar. Bu büyük zafer sırf senin eserindir. Büyük ve Soylu Türk Milleti, Anadolu’nun kurtuluş zaferini kutlarken sana İzmir ’den, Bursa’dan, Akdeniz ufuklarından ordularının selâmını da sunuyorum.”
Atatürk’ün kendi el yazısıyla kaleme aldığı ve Yapı Kredi Bankası arşivlerinde bulunan notları, Yücel Demirel’in hazırladığı “Atatürk/Belgeler, El yazısıyla Notlar, Yazışmalar” isimli kitapta bir ortaya getirilmiştir.
Süvarilerin Sincanlı Ovası’na inmesiyle Yunan Ordusu’nda çözülmeler başlamıştı.