- Katılım
- 30 May 2021
- Mesajlar
- 2,935
Bloomberg ajansının ulaştığı yazıda Türk firmalarından gelen kredi taleplerinin bankalarca dikkatle incelenmesi istendi. Ajansa göre bu Türk Lirası’nı açığa satmak isteyenleri engellemek için bir adım.
Açığa satış (short selling), bir yatırımcının süreç esnasında sahip olmadığı bir varlığı, başta varlık kıymetinde düşüş beklentisi olmak üzere çeşitli niçinlerle satmasına deniyor. Kelam konusu varlık vadesi gelince teslim ediliyor, varlığın iki süreç içindeki kıymet farkıyla kar yahut ziyan ediliyor.
Yazıda bu şirketlerin arbitraj fırsatlarından yararlanmak için TL cinsi kredi talep ediyor olabileceklerine de dikkat çekildi. Yurt dışı piyasalarda TL arzı düşük olduğu için faizler yurt içi piyasalara bakılırsa daha yüksek olabiliyor. Yatırımcılar da bunu fırsata çevirmeye çalışıyor. Arbitraj, bir malın düşük fiyatlı piyasadan alınıp yüksek fiyatlı piyasada satılması manasına geliyor.
‘Brunson krizi’nden beri takip ediliyor
Offshore piyasalar, TL varlıklara yatırım yapmak isteyen yabancı yatırımcılar için en değerli TL kaynağı. Bu çeşit piyasalarda TL borçlanmanın maliyeti için Londra swap piyasasındaki gecelik TL faizi temel alınıyor. Bu, 2018’deki ‘Pastör Brunson krizi’ olarak bilinen devirden beri, TL her baskı altında kaldığında yatırımcıların takip ettiği bir bilgiye dönüştü.
BDDK, 2018’deki kur krizinin akabinde birinci kere swap sınırlamalarını uygulanmaya almıştı. Yabancı yatırımcıların spekülatif durum aldığı savunulmuş, TL’nin paha kaybetmesini önlemek ismine yabancıların dövizle TL likiditesi sağlaması engellenmişti. Düzenleme TL’nin konvertibilitesini azalttığından eleştirilmişti.
Son olarak, TL’nin lokal seçimler öncesinde baskı altında kalmasıyla Türk bankalarının Londra piyasalarına likidite akışını durdurmasının akabinde, Nisan 2019’da yüzde 1000’i aşmıştı.
Londra’daki gecelik faiz iki aydır adeta savruluyor. Şubatta yüzde 250’nin üstüne çıkarak, TL’yi yurt haricindeki yatırımcılar için çok maliyetli hale getirmişti. daha sonra bu oran yüzde 14’e kadar geldi.
TL yılbaşından bu yana dolar karşısında yüzde 10’la en epeyce kıymet kaybeden paralardan biri. Yüzde 70’e koşan enflasyona karşın Merkez Bankası siyaset faizinin yüzde 14’te tutulmasıysa TL üstünde büyük bir baskı ögesi.
BDDK’dan bahse ait çabucak hemen açıklama gelmedi.
Açığa satış (short selling), bir yatırımcının süreç esnasında sahip olmadığı bir varlığı, başta varlık kıymetinde düşüş beklentisi olmak üzere çeşitli niçinlerle satmasına deniyor. Kelam konusu varlık vadesi gelince teslim ediliyor, varlığın iki süreç içindeki kıymet farkıyla kar yahut ziyan ediliyor.
Yazıda bu şirketlerin arbitraj fırsatlarından yararlanmak için TL cinsi kredi talep ediyor olabileceklerine de dikkat çekildi. Yurt dışı piyasalarda TL arzı düşük olduğu için faizler yurt içi piyasalara bakılırsa daha yüksek olabiliyor. Yatırımcılar da bunu fırsata çevirmeye çalışıyor. Arbitraj, bir malın düşük fiyatlı piyasadan alınıp yüksek fiyatlı piyasada satılması manasına geliyor.
‘Brunson krizi’nden beri takip ediliyor
Offshore piyasalar, TL varlıklara yatırım yapmak isteyen yabancı yatırımcılar için en değerli TL kaynağı. Bu çeşit piyasalarda TL borçlanmanın maliyeti için Londra swap piyasasındaki gecelik TL faizi temel alınıyor. Bu, 2018’deki ‘Pastör Brunson krizi’ olarak bilinen devirden beri, TL her baskı altında kaldığında yatırımcıların takip ettiği bir bilgiye dönüştü.
BDDK, 2018’deki kur krizinin akabinde birinci kere swap sınırlamalarını uygulanmaya almıştı. Yabancı yatırımcıların spekülatif durum aldığı savunulmuş, TL’nin paha kaybetmesini önlemek ismine yabancıların dövizle TL likiditesi sağlaması engellenmişti. Düzenleme TL’nin konvertibilitesini azalttığından eleştirilmişti.
Son olarak, TL’nin lokal seçimler öncesinde baskı altında kalmasıyla Türk bankalarının Londra piyasalarına likidite akışını durdurmasının akabinde, Nisan 2019’da yüzde 1000’i aşmıştı.
Londra’daki gecelik faiz iki aydır adeta savruluyor. Şubatta yüzde 250’nin üstüne çıkarak, TL’yi yurt haricindeki yatırımcılar için çok maliyetli hale getirmişti. daha sonra bu oran yüzde 14’e kadar geldi.
TL yılbaşından bu yana dolar karşısında yüzde 10’la en epeyce kıymet kaybeden paralardan biri. Yüzde 70’e koşan enflasyona karşın Merkez Bankası siyaset faizinin yüzde 14’te tutulmasıysa TL üstünde büyük bir baskı ögesi.
BDDK’dan bahse ait çabucak hemen açıklama gelmedi.