- Katılım
- 30 May 2021
- Mesajlar
- 3,272
Obezite günümüzün en sık yaşanan sıhhat meselelerinden bir tanesi. Sıhhatsiz besinlere kolay ulaşımın ve fizikî hareketsizliğin obezitenin altyapısını oluşturduğuna dikkat çeken İdman Uzmanı Doç. Dr. Meral Küçük Yetgin, antrenman ve sağlıklı beslenmenin obezite tedavisindeki değerine vurgu yaptı.
Yanlışsız yapılandırılmış ve sürdürülebilir bir antrenman programının obezite tedavisinin muvaffakiyetini arttırdığının altını çizen Doç. Dr. Meral Küçük Yetgin, antrenmanın verilen kiloların geri alınmasını önlemede kollayıcı bir güç olduğuna da dikkat çekti. Doç. Dr. Meral Küçük Yetgin, hakikat bilinen yanlışları ve yapmamız gerekenleri anlattı. Toplumun en kıymetli eksikliğinin fizikî aktivite ve idman içindeki ayrımı yapamaması olduğuna vurgu yapan Doç. Dr. Meral Küçük Yetgin, “Fiziksel olarak etkin olmak obezitesi olsun ya da olmasın toplumun her kısmından bireyin sıhhat için sorumluluğudur. Türk toplumunun yaklaşık %75’i ne yazık ki fizikî olarak etkin değil. Hareketsiz bir hayat biçimi obeziteye niye olan en değerli faktörlerden birisidir. Lakin obeziteli bireylerin fizikî olarak etkin olmanın yanı sıra yapılandırılmış bir antrenman programını nizamlı olarak takip etmeleri gereklidir.” formunda konuştu.
10.000 ADIM ATMA BİREYLERDE İDMAN YAPMIŞ OLMA YANILGISINA YOL AÇIYOR
Sık yapılan yanlışlardan bir adedinin, daha uzun vadeli ve çok yüklenme içeren antrenmanların daha faydalı olduğu inancıyla, bıktırıcı bir yoğunlukta idman yapmak olduğunun altını çizen Doç. Dr. Meral Küçük Yetgin şöyleki devam etti: “Önemli olan beden yağını azaltırken kas kütlesini koruyan bir idman modelini şahsa özel olarak, gerçek şiddet, müddet ve sıklıkta sürdürmek, gerektiğinde ise değiştirmektir. Son vakit içinderda tanınan olan günde 10.000 adım atma akımı bireylerde idman yaptıkları yanılgısına yol açıyor. Günün sonunda bu amaca ulaşmış olmak olağan olarak fizikî olarak faal olunduğunun bir göstergesi lakin bunun yanında yapılandırılmış idman yapmak da gerekli. Günde 10.000 adım atarak fizikî olarak faal olmanın yanında haftada 3-4 gün de 30 dakikada 3.000-3.500 adımla yürüyüşümüzü sıhhat için gerekli düzey olan orta şiddetli idman maksadına taşımış olmamız mümkün olacaktır.”
İDMAN VE BESLENME DAVRANIŞIMIZI DEĞİŞTİREBİLMEK ELİMİZDE
Doç. Dr. Meral Küçük Yetgin, “Son araştırmalara bakılırsa dünya genelinde obezitenin niçinlerinden hareketsiz hayat davranışının sıhhatsiz beslenme sıkıntılarının önüne geçtiğini gösteriyor. Bu durum Covid-19 pandemisi sürecindeki kısıtlılıklar niçiniyle daha da arttı.
Fizikî aktiviteye erişim imkanlarının geçmişe göre daha uygun durumda bulunmasına karşın, insanların aktivite seviyesinin azalıyor olmasının üzerinde durulması gerekli. Ülkemizde bu sorun çocukluk çağında başlıyor. Eğitim sistemi içerisinde çocuklar bir spor programına ulaşma konusunda kısıtlı imkanlara sahip.
Ailelerin spora bakış açısı da bunu etkiliyor. Spor kültürü gereğince olgunlaşmamış çocuklar geleceğin yetişkinleri olarak, hareketsiz toplumun alt yapısını oluşturuyorlar. Sıhhatsiz besinlere erişimin de eskiye oranla daha ucuz ve erişilebilir olması da hareketsiz ömür stiliyle birleştiğinde obezitenin iki niçininin altyapısını oluşturuyor.
OBEZİTELİ BİREYLERİN İDMANLARINDA GERÇEK YÖNLENDİRİLMESİ ÇOK DEĞERLİ
Obeziteli bireyin, tedavi sürecinde birinci temas ettiği sıhhat profesyonelinin hakikat yönlendirme yapmasının değerine vurgu yapan İdman Uzmanı Doç. Dr. Meral Küçük Yetgin, kelamlarına şöyleki devam etti: “Obeziteli birey tedavi gayeli, evvel bir diyetisyene ya da bir antrenman uzmanına danışmış olabilir. bu biçimde durumlarda bireyin kesinlikle bir tabibe yönlendirilerek, obezitesinin altında yatan niçinler sorgulanmalı, gerekli ise tıbbi tedavisinin düzenlenmesi sağlanmalı, daha sonrasında tedaviye dayanak olacak beslenme, ruhsal takviye ve idman müdahaleleri ele alınmalı. Obezite başlı başına idman öncesinde kişi için kardiyovasküler bir risk faktörüdür. Bu sebeple birey antrenmana başlamadan evvel bu riskler bakımından değerlendirilmeli. Obezitesine eşlik eden ek hastalıkları var ise ele alınmalı. Öte yandan idman şahsa özel olmalı. Bireyin evvela yapmaktan keyif alacağı bir antrenman modeli, yanlışsız mühlet, sıklık ve şiddette yapılandırılarak bireyin fizikî uygunluk ve sağlık kazanımlarına bakılırsa gerektiğinde değiştirilmeli. Antrenman yapmanın yalnızca kilo kaybetmeye katkısı yok. beraberinde metabolik sıhhat kazanımları da var. Obeziteli bireylerde en inançlı idman yürüyüş yapmak. Yüzme, büyük vücut kitle endeksine sahip bireylere tavsiye edilebilecek diğer bir idman çeşididir. Bu tıp kardiyovasküler sistem üzerinde tesirli idmanları haftada en az üç kez, en az 30 dakika, orta şiddetli bir tempoda yapmaları ya da haftada toplam en az 250 dakika müddetli bir orta şiddetli idman maksadına ulaşmaları gerekli. Lakin obezitesi olan bireylerin bunun üzere kardiyovasküler sistem üzerinde tesirli antrenmanların yanında kaslarına yönelik antrenmanları de ihmal etmemeleri gerekli. Bu hedefle pilates, lastik bant idmanları ya da yük kaldırmak üzere direnç idmanları de haftada en az 2 gün olacak biçimde programa eklenmeli. Obeziteli bireylerde en tesirli idman modeli, aerobik ve direnç antrenmanlarının bu türlü kombine edilmesidir. Antrenman öncesi ısınma ve daha sonrası soğuma etapları kas ve tendonları korumak bakımından da ihmal edilmemelidir.”
ANTRENMAN OBEZİTE TEDAVİSİNDE GERİ KİLO ALIMINDA KORUYUCU BİR GÜÇ
Doç. Dr. Meral Küçük Yetgin, obezite tedavisi daha sonrası sağlıklı bir ömür için antrenmanın kıymetini vurgulayarak, kelamlarını tamamladı: “Obezitenin tedavisi uzun süren, hatta ömür uzunluğu davranış değişikliği gerektiren bir müddetçtir. İdman yapma alışkanlığı edindikten daha sonra bunu sürdürmek sıhhat kazanımlarını korumak için de gereklidir. Hali hazırda antrenman yapan obeziteli birey, duraklama vakit içinderında idman modelinde yapılacak değişikliklerle kilo verme sürecini sürdürebilir. Ayrıyeten verilen kiloların geri alınmasını önlemek için de antrenman değerli bir bileşendir. İdman yapmak obezitenin önlenmesinde, obezitenin tedavisinde ve tedavi daha sonrası verilen kiloların geri alınmasında kollayıcı bir güç olarak her vakit bedelini korumaktadır.”
Hibya Haber Ajansı
Yanlışsız yapılandırılmış ve sürdürülebilir bir antrenman programının obezite tedavisinin muvaffakiyetini arttırdığının altını çizen Doç. Dr. Meral Küçük Yetgin, antrenmanın verilen kiloların geri alınmasını önlemede kollayıcı bir güç olduğuna da dikkat çekti. Doç. Dr. Meral Küçük Yetgin, hakikat bilinen yanlışları ve yapmamız gerekenleri anlattı. Toplumun en kıymetli eksikliğinin fizikî aktivite ve idman içindeki ayrımı yapamaması olduğuna vurgu yapan Doç. Dr. Meral Küçük Yetgin, “Fiziksel olarak etkin olmak obezitesi olsun ya da olmasın toplumun her kısmından bireyin sıhhat için sorumluluğudur. Türk toplumunun yaklaşık %75’i ne yazık ki fizikî olarak etkin değil. Hareketsiz bir hayat biçimi obeziteye niye olan en değerli faktörlerden birisidir. Lakin obeziteli bireylerin fizikî olarak etkin olmanın yanı sıra yapılandırılmış bir antrenman programını nizamlı olarak takip etmeleri gereklidir.” formunda konuştu.
10.000 ADIM ATMA BİREYLERDE İDMAN YAPMIŞ OLMA YANILGISINA YOL AÇIYOR
Sık yapılan yanlışlardan bir adedinin, daha uzun vadeli ve çok yüklenme içeren antrenmanların daha faydalı olduğu inancıyla, bıktırıcı bir yoğunlukta idman yapmak olduğunun altını çizen Doç. Dr. Meral Küçük Yetgin şöyleki devam etti: “Önemli olan beden yağını azaltırken kas kütlesini koruyan bir idman modelini şahsa özel olarak, gerçek şiddet, müddet ve sıklıkta sürdürmek, gerektiğinde ise değiştirmektir. Son vakit içinderda tanınan olan günde 10.000 adım atma akımı bireylerde idman yaptıkları yanılgısına yol açıyor. Günün sonunda bu amaca ulaşmış olmak olağan olarak fizikî olarak faal olunduğunun bir göstergesi lakin bunun yanında yapılandırılmış idman yapmak da gerekli. Günde 10.000 adım atarak fizikî olarak faal olmanın yanında haftada 3-4 gün de 30 dakikada 3.000-3.500 adımla yürüyüşümüzü sıhhat için gerekli düzey olan orta şiddetli idman maksadına taşımış olmamız mümkün olacaktır.”
İDMAN VE BESLENME DAVRANIŞIMIZI DEĞİŞTİREBİLMEK ELİMİZDE
Doç. Dr. Meral Küçük Yetgin, “Son araştırmalara bakılırsa dünya genelinde obezitenin niçinlerinden hareketsiz hayat davranışının sıhhatsiz beslenme sıkıntılarının önüne geçtiğini gösteriyor. Bu durum Covid-19 pandemisi sürecindeki kısıtlılıklar niçiniyle daha da arttı.
Fizikî aktiviteye erişim imkanlarının geçmişe göre daha uygun durumda bulunmasına karşın, insanların aktivite seviyesinin azalıyor olmasının üzerinde durulması gerekli. Ülkemizde bu sorun çocukluk çağında başlıyor. Eğitim sistemi içerisinde çocuklar bir spor programına ulaşma konusunda kısıtlı imkanlara sahip.
Ailelerin spora bakış açısı da bunu etkiliyor. Spor kültürü gereğince olgunlaşmamış çocuklar geleceğin yetişkinleri olarak, hareketsiz toplumun alt yapısını oluşturuyorlar. Sıhhatsiz besinlere erişimin de eskiye oranla daha ucuz ve erişilebilir olması da hareketsiz ömür stiliyle birleştiğinde obezitenin iki niçininin altyapısını oluşturuyor.
OBEZİTELİ BİREYLERİN İDMANLARINDA GERÇEK YÖNLENDİRİLMESİ ÇOK DEĞERLİ
Obeziteli bireyin, tedavi sürecinde birinci temas ettiği sıhhat profesyonelinin hakikat yönlendirme yapmasının değerine vurgu yapan İdman Uzmanı Doç. Dr. Meral Küçük Yetgin, kelamlarına şöyleki devam etti: “Obeziteli birey tedavi gayeli, evvel bir diyetisyene ya da bir antrenman uzmanına danışmış olabilir. bu biçimde durumlarda bireyin kesinlikle bir tabibe yönlendirilerek, obezitesinin altında yatan niçinler sorgulanmalı, gerekli ise tıbbi tedavisinin düzenlenmesi sağlanmalı, daha sonrasında tedaviye dayanak olacak beslenme, ruhsal takviye ve idman müdahaleleri ele alınmalı. Obezite başlı başına idman öncesinde kişi için kardiyovasküler bir risk faktörüdür. Bu sebeple birey antrenmana başlamadan evvel bu riskler bakımından değerlendirilmeli. Obezitesine eşlik eden ek hastalıkları var ise ele alınmalı. Öte yandan idman şahsa özel olmalı. Bireyin evvela yapmaktan keyif alacağı bir antrenman modeli, yanlışsız mühlet, sıklık ve şiddette yapılandırılarak bireyin fizikî uygunluk ve sağlık kazanımlarına bakılırsa gerektiğinde değiştirilmeli. Antrenman yapmanın yalnızca kilo kaybetmeye katkısı yok. beraberinde metabolik sıhhat kazanımları da var. Obeziteli bireylerde en inançlı idman yürüyüş yapmak. Yüzme, büyük vücut kitle endeksine sahip bireylere tavsiye edilebilecek diğer bir idman çeşididir. Bu tıp kardiyovasküler sistem üzerinde tesirli idmanları haftada en az üç kez, en az 30 dakika, orta şiddetli bir tempoda yapmaları ya da haftada toplam en az 250 dakika müddetli bir orta şiddetli idman maksadına ulaşmaları gerekli. Lakin obezitesi olan bireylerin bunun üzere kardiyovasküler sistem üzerinde tesirli antrenmanların yanında kaslarına yönelik antrenmanları de ihmal etmemeleri gerekli. Bu hedefle pilates, lastik bant idmanları ya da yük kaldırmak üzere direnç idmanları de haftada en az 2 gün olacak biçimde programa eklenmeli. Obeziteli bireylerde en tesirli idman modeli, aerobik ve direnç antrenmanlarının bu türlü kombine edilmesidir. Antrenman öncesi ısınma ve daha sonrası soğuma etapları kas ve tendonları korumak bakımından da ihmal edilmemelidir.”
ANTRENMAN OBEZİTE TEDAVİSİNDE GERİ KİLO ALIMINDA KORUYUCU BİR GÜÇ
Doç. Dr. Meral Küçük Yetgin, obezite tedavisi daha sonrası sağlıklı bir ömür için antrenmanın kıymetini vurgulayarak, kelamlarını tamamladı: “Obezitenin tedavisi uzun süren, hatta ömür uzunluğu davranış değişikliği gerektiren bir müddetçtir. İdman yapma alışkanlığı edindikten daha sonra bunu sürdürmek sıhhat kazanımlarını korumak için de gereklidir. Hali hazırda antrenman yapan obeziteli birey, duraklama vakit içinderında idman modelinde yapılacak değişikliklerle kilo verme sürecini sürdürebilir. Ayrıyeten verilen kiloların geri alınmasını önlemek için de antrenman değerli bir bileşendir. İdman yapmak obezitenin önlenmesinde, obezitenin tedavisinde ve tedavi daha sonrası verilen kiloların geri alınmasında kollayıcı bir güç olarak her vakit bedelini korumaktadır.”
Hibya Haber Ajansı