- Katılım
- 30 May 2021
- Mesajlar
- 2,935
Aktaş, Eylül ayından bu yana iktisatta atılan adımların hükümetin seçime giderken uyguladığı ‘ölümü gösterip, sıtmaya razı etmek’ siyaseti olduğunu söylemiş oldu.
“Faizi düşürenler olacakları bilmiyor muydu?” diye soran Aktaş, “16 Aralık’ta faizi indirdikten daha sonra kur yükselmeye devam ederken, 19 Aralık Pazar günü bile faizin daha da düşeceğini söyleyerek kurun biraz daha tırmanmasına yol açtık. Tahminen de sağladık demek daha doğru! 19 Aralık’ta bunları söylemiş oldukten, adeta kur artışının değerli olmadığını ima ettikten daha sonra ne diye tutup sonraki gün, yani 20 Aralık’ta kur muhafazalı mevduat uygulamasıyla kuru aşağı çekmeye çalıştık. O denli ya son faiz indiriminin yapıldığı 16 Aralık’ta 15 ötüründa bulunan dolar kurunu bu seviyeden 12-13’e indirmek mi daha çarpıcı olurdu, yoksa 18 aşıldıktan daha sonra 12-13’e inilmesi mi daha çarpıcı oldu” dedi.
Faiz artışına ait ise Aktaş şu biçimde devam etti:
“Takvim güya şöyleki oluşturulmuş üzere görünüyor… Nisana kadar bu türlü yönetim ederiz. Nisandan daha sonra turizm gelirleriyle döviz arzı artar, rahatlarız.
Sonbahar geldiğinde olağan vaktinde yapılacak seçime artık artık dokuz ay kalmıştır. Erdoğan’ın üçüncü defa adaylığı konusunda sorun çıkarsa Meclis erken seçim sonucu alır ve Erdoğan’a bu biçimdece bir defa daha aday olma yolu açılır, yani seçim hazirandan evvel yapılır. Bu durumda sıra son atağa gelir. Biraz da seçim takvimine bağlı olarak o son adım atılır:
‘Biz Türkiye’yi dünyadan soyutlayamayız, bugünün kaideleri farklı, her ne kadar faize karşıysak da Türkiye’nin bugünkü menfaatlerini gözeterek istemesek de faiz artışına gidiyoruz…’
bu biçimde bir münasebet üretir ve siyaset faizini hayli yüklü oranda, en az 10 puan, hatta tahminen daha fazla artırırız. “
“Faizi düşürenler olacakları bilmiyor muydu?” diye soran Aktaş, “16 Aralık’ta faizi indirdikten daha sonra kur yükselmeye devam ederken, 19 Aralık Pazar günü bile faizin daha da düşeceğini söyleyerek kurun biraz daha tırmanmasına yol açtık. Tahminen de sağladık demek daha doğru! 19 Aralık’ta bunları söylemiş oldukten, adeta kur artışının değerli olmadığını ima ettikten daha sonra ne diye tutup sonraki gün, yani 20 Aralık’ta kur muhafazalı mevduat uygulamasıyla kuru aşağı çekmeye çalıştık. O denli ya son faiz indiriminin yapıldığı 16 Aralık’ta 15 ötüründa bulunan dolar kurunu bu seviyeden 12-13’e indirmek mi daha çarpıcı olurdu, yoksa 18 aşıldıktan daha sonra 12-13’e inilmesi mi daha çarpıcı oldu” dedi.
Faiz artışına ait ise Aktaş şu biçimde devam etti:
“Takvim güya şöyleki oluşturulmuş üzere görünüyor… Nisana kadar bu türlü yönetim ederiz. Nisandan daha sonra turizm gelirleriyle döviz arzı artar, rahatlarız.
Sonbahar geldiğinde olağan vaktinde yapılacak seçime artık artık dokuz ay kalmıştır. Erdoğan’ın üçüncü defa adaylığı konusunda sorun çıkarsa Meclis erken seçim sonucu alır ve Erdoğan’a bu biçimdece bir defa daha aday olma yolu açılır, yani seçim hazirandan evvel yapılır. Bu durumda sıra son atağa gelir. Biraz da seçim takvimine bağlı olarak o son adım atılır:
‘Biz Türkiye’yi dünyadan soyutlayamayız, bugünün kaideleri farklı, her ne kadar faize karşıysak da Türkiye’nin bugünkü menfaatlerini gözeterek istemesek de faiz artışına gidiyoruz…’
bu biçimde bir münasebet üretir ve siyaset faizini hayli yüklü oranda, en az 10 puan, hatta tahminen daha fazla artırırız. “